Atacan'la Dobra Dobra

29 Ocak 2014

Boluspor’un yıllardır kalesini koruyan Atacan Öztürk Boluspor resmi dergisine çarpıcı açıklamalar yaptı. Dergide yayınlanan röportajdan bazı satır başlarını siz okuyucularımız...

Boluspor’un yıllardır kalesini koruyan Atacan Öztürk Boluspor resmi dergisine çarpıcı açıklamalar yaptı. Dergide yayınlanan röportajdan bazı satır başlarını siz okuyucularımız ile paylaşıyoruz.

 

ATACAN ÖZTÜRK: OYNAMASAM BİLE GÖZÜM ARKADA KALMAZ

Atacan Öztürk… Boluspor’un vazgeçilmez oyuncuları arasında yer alıyor. Takımımızda 5 sezon forma giydikten sonra 1 yıl Şanlıurfa macerası yaşayan tecrübeli eldiven, bu sezon başında tekrar Bolu’ya dönerek aşık olduğu renkler için mücadele etmeye başladı.

Baba mesleğini hakkıyla yerine getirebilmek için var gücüyle çalışan başarılı oyuncumuz, bilinmeyen yönlerini Boluspor Dergisine anlattı.

Babasının verdiği “iyi insan ol” öğüdünü aklından çıkartmadığını söyleyen başarılı kalecimiz, 2 yaşına kadar isminin Haşmet olduğunu, futbola başlama hikayesini ve takım içindeki arkadaşlığa kadar olan tüm detayları en ince noktasına kadar açıkladı.

İşte Atacan Öztürk’ün şimdiye kadar hiçbir yerde yayınlanmamış özel röportajı…

Futbola başlaman nasıl oldu?

Kendimi bildim bileli futbolun içindeyim. İlk fotoğraflarım bile futbol topuyla çekilmiş. Gazete küpürlerini bile hala saklarım. Babam da futbolcuydu. Yıllarca antrenmanlarına gittim. Babam futbolu bırakıp teknik direktörlük yaptığı zamanda hiçbir idmanını kaçırmadım. Yani gözümü açtığımdan beri futbolla iç içeyim.

Kaleci olmaya ne zaman karar verdin?

Her zaman sporun içinde oldum. Sporu çok seviyordum. Futbolla kulüp anlamında tanışmam orta okulda oldu. Babam Antalya Köy Hizmetlerinde teknik direktörlük yapıyordu. Bende minik takımda 1993 yılında düzenli olarak antrenmanlara başladım. Bir süre sonra ise bu işi meslek haline getirip ekmeğimi kazanabilir miyim düşüncesi oluştu. O dönem fizik olarak yaşıtlarıma göre daha iyi durumdaydım. Kalede değerlendirdiler. Bu işten ekmek yiyebileceğimi söylediler.

Babanda kaleciydi. Gelişiminde herhangi bir katkısı oldu mu?

Babam hiç karışmadı. Ne özel antrenmanlar yaptırdı, ne de konuştu. Beni kendi halime bıraktı. Sadece bana, “İyi kaleci olabilirsin, iyi yerlere gelebilirsin ama her şeyden önce insan ol.  Bana yakışan bir evlat ol. Kişiliğin hakkında kimse bir şey söyleyemesin” dedi. Bana sadece bu öğütte bulundu.

2 yaşına kadar isminin farklı olduğu söyleniyor. Doğru mu? Adın neydi?

1981 yılında babam Antalyaspor’da şampiyonluğa oynuyor. Kulüp başkanı da Haşmet Tur.  Babamda kaptan olunca inanılmaz bir gazla “Başkanım oğlum olursa, şampiyonda olursak oğlumun ismini Haşmet koyacağım” diyor. O yılda şampiyon oluyorlar. Babam da sözünü tutuyor tabi ki. İsmimi Haşmet koyuyor. Tabi arada ne geçti bilmiyorum ama araları 2 yıl sonra bozulunca babam kendini mahkemeye verip ismimi Atacan olarak değiştiriyor. Babamın o dönem ki arkadaşlarının hepsi bana Haşmet derdi. Şu anda da Haşmet dedikleri anda ister istemez dönüp bakıyorum.

Geçtiğimiz sezon Boluspor’dan neden ayrıldın?

Aslına bakarsanız ayrılmayı hiç istemedim. Şartlar öyle gelişti de diyebilirim. İstenmediğimi hissettim. Yönetimdeki ağabeylerimiz beni takımda istemeyebilirler bu çok doğal bir durum. Beni kadroda düşünmediklerini söylemediler ama hareket ve konuşmalardan bunu hissettim. Tabi ki istenmediğim yerde de zorla kalmam yanlış olurdu. Şanlıurfa’ya transfer olmam bana çok yaradı. Başka bir ortam gördüm. Bazı problemler yaşadık, uyum sağlayamadık. Şanlıurfa’da, Bolu’nun kendi evim gibi olduğunu hissettim. Bolu’da çok iyi dostluklar edindim, iyi bir çevremiz var. Artık kendimi Bolulu gibi hissedebiliyorum.

Sezon başı Boluspor’dan teklif gelince neler hissettin?

Urfa’ya gittikten sonra Bolu’dan hiç kopmadım. Hem maçları takip ediyordum hem de televizyonda Bolu ile ilgili çıkan tüm haberleri dikkatle izliyorduk.  Hatta geçtiğimiz sezon devre arası tatilini de Bolu’da geçirdim. Komşularımızı ziyaret ettik. Yani Bolu’dan tam olarak kopmamıştım. Ailemde dönmeyi çok istiyordu. Bolu’ya bir kez daha dönebileceğimi hiç düşünmüyordum. Bir daha dönemeyeceğim hissederek ayrılmıştım. Başkanım aradı ve görüştük. Gerçekten istendiğimi hissettim. Bu benim için çok önemli. Size güvenilen ve destek olunan bir yerde başarısız olma şansınız yok. Bunu hissettim ve anlaştık. Şu anda da elimden geldiğince üzerime düşen görevi yerine getirmeye çalışıyorum.

Kaleciliğin nasip işi olduğu söylenir. Buna katılıyor musun?

Kalecilikte beden ve vücut olarak sürekli hazır olmanız gerekiyor. Kalecilik öyle garip bir meslek ki, hazır olmadığınız bir maçta öyle bir top gelir, kurtarırsınız ve yıldız olursunuz. Çok iyi hazırlandığınız bir maçta da çok basit bir topu elinden kaçırıp rezil olabilirsiniz. İşte bu da kaleciliğin cilvesidir. Kalecilik bence tamamen nasip işidir. Kaleci için sahaya çıktığı anda her şey çok önemli. Çok iyi oynarsın 90’da gol yersin film kabus gibi biter.

Eleştirildiğin zamanlar oluyor. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersin?

Artık eleştirilere alıştım. Umursamamayı öğrendim. Boluspor’da oynadığım ilk dönemlerde bunu kafama çok takıyordum. Ama baktım ki bu durum sadece beni etkiliyor ve performansımı düşürüyor bende alışmaya çalıştım. Profesyonel bir futbolcuyum. İşim antrenmanı en iyi şekilde yapmak, kendime en güzel şekilde bakmak, görev verilirse maçta elinden gelenin en iyisini yapmak, görev verilmezse de yedek kalecilik neyi gerektiriyorsa o görevi yapmak. Üzerime düşeni en iyi şekilde yapmayı kendime prensip haline getirdim. Kulüpte yapılması gereken ne varsa hepsini yaparım. Gerekirse ayakkabı da taşırım, malzeme de, top da… Sonuçta biz bir takımız. Kimin yardıma ihtiyacı varsa bunu yaparım. Bunu prensip haline getirdim. Boluspor’a hizmet etmek için ücret karşılığı anlaştım. Az çalışayım, idmandan kaçayım gibi bir durum söz konusu olamaz. Benimle ilgili konuşan arkadaşlar da sadece maç performansına bakarak yorum yapıyorlar. Olabilir, tabi ki hatalı gol yiyebilirim. Arkadaşlar da gördüklerini söylüyorlar. Belki benim hatamı söyleyerek benim doğru yapmamı istiyorlar.

Takımı nasıl değerlendiriyorsun? Sence başarılı mısınız?

Bence bu sezon çok iyi maçlar oynadık. Ama skora yansımayan oyunumuz var. Baskı yaparken tabi ki arkada açık veriyoruz ama çok baskı kurabiliyoruz. Bunu puan cetveline yansımadı. Artık ligin son bölümüne girdik. Başkanımız hocamızın arkasında durduğunu söyledi. Bence bu da takıma olumlu yansıyacak. Önümüzdeki maçları kazanarak ilk yarıda hedeflediğimiz puana gelmeyi düşünüyoruz. Eksiklerimiz var. Bunu herkes görüyor. İlk yarıya kadar hedeflediğimiz puanları yakalamamız lazım. Play-off oynadığımız sezonlarda ilk yarı ligin son 3 sırasında yer alıyorduk. Son sıralardaydık. Devre arasında yapılan transfer bizi play-off’a taşıdı. Bu ligde ne olacağı belli olmuyor.

Takımdaki arkadaşlık için neler söyleyeceksin?

Çoğu takımda olmayan arkadaşlık var. Kimse takımı ikiye bölmeye çalışmıyor. Dedikodu üretmiyor. Şimdiye kadar olmayan bir arkadaşlık olgusu meydana geldi. Herkes birbiriyle muhabbet edip selam verebiliyor. Herkes birbiriyle şakalaşabiliyor. Antrenmanda birbirine sert giren oyuncular kalktıktan sonra birbirlerine sarılabiliyor. Geçtiğimiz yıllarda bu böyle değildi. En küçük tartışmadan sonra kavga eden oyuncular vardı.

Maç haftasında nasıl konsantre oluyorsun?

Maçı düşünüyorum. İnternetten güzel kurtarışlar izliyorum. Maçı yaşamadan maça çıkmak hazırlıksız yakalanmak gibi oluyor. Maçı düşünmezseniz maç içerisinde karşılaşacağınız bir pozisyonda ne yapacağım deme şansınız olmuyor. Önceden hazırlanırsanız makine gibi hareket edebiliyorsunuz.  Topu hiçbir zaman küçümsememek lazım. Her topu ciddiye almamız lazım. Bende bunları düşünerek maça konsantre oluyorum.

Mütevazi bir kişiliğin var. Takım içinde sevilen bir oyuncusun. Babanın öğüdü aklında sanırım hiç çıkmıyor.

Evet. Babam o öğüdü söylediği zaman 6 yaşındaydım. Onu yerine getirmeye çalışıyorum. Çevremdeki insan profillerini de inceliyorum. Kendini beğenmiş insanlar genelde yalnız kalıyor. Bir de herkesle arası iyi olan insana karaktersiz gibi bakılıyor. Bu bana göre çok yanlış bir düşünce. Tabi ki herkesin ayrı bir düşüncesi olacak. Önemli olan saygısızlık yapmamak. Allah’a inancım var ve Müslümanım. Ama takımda Hristiyan’da var, Allah’a inanmayan da… Ama bu kişiler de benim arkadaşlarım. Gayet saygı duyuyorum. Fikirlerimiz farklı olabilir ama amacımız Boluspor’un başarılı olmasıdır. Bizde bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

7 yaşında bir kızın var. Sporcu olmasını ister misin?

Kızım okuma yazmayı daha yeni öğrenmeye başladı. Okuması güzel ama yazması kötü. Annesi de bu yazıyla ancak doktor olur diyor. Eşim de eski bir judocu. Artık spora yeteneği var mı yok mu bilmiyorum ama kendisi yön çizecek.

Taraftarlarımız için neler söylemek istersin?

Geçtiğimiz günlerde, Sergen ve Coşkun’un da kadrosunda yer aldığı Eskişehirspor’u 2-1 yendiğimiz maçı internetten tekrar izledim. Şunu gördüm ki kale arkası bile ful doluydu. Şehirde inanılmaz bir atmosfer vardı. O sezon tribünleri doldurmanın heyecanını taraftarlarımız aldı. Şimdilerde küskünlük ve hayal kırıklıkları var. Her sezon şampiyonluğa takım kuruldu ama ilk 6’ya bile kalamadık. Ama taraftarlarımız bize inansın. Mutlaka karşılığını alırlar. Şimdiye kadar içeride hiç ezilmedik, yuhalanmadık. Tabi ki aradan çıkarak tepki gösterenler oldu. Onların tepkilerini de taraftara yansıtmamak lazım. Trabzon maçından sonra taraftarlarımız bizi alkışladı. Taraftarımız oynadığımız oyunun hakkını veriyor. Biz takım olarak taraftarlarımıza güveniyoruz ve bize de güvenmelerini istiyoruz. Eski coşkuyu görmek istiyoruz. Kalan maçlarımız artık çok zor. Bu maçları taraftarlarımız olmadan atlatamayız.

Son olarak neler söylemek istersin?

10 yıldır profesyonel olarak futbol oynuyorum. Şu anda ilk kez kendimi vücut olarak en fit hissettiğim bir sezondayım. Kilo ve kaslanma olarak çok iyiyim. Abdullah hoca gözümüzün yaşına bakmıyor. Artık takım arkadaşlarım bile isyan etme noktasına geldi. Hocamız bizi hiç rahat bırakmıyor. Çalışmamız gerektiğini söylüyor. Çünkü takımın en önemli yerlerinden bir tanesi de kale. Biz hata yaptığımız zaman o hatayı telafi edecek kimse yok. Öncelikle Abdullah hocaya, Fırat’a, Cüneyt’e ve Melih’e çok teşekkür ediyorum. Onlarda çok iyi çalışıyor. Boluspor’un taraftarları emin olsun ki yıllarca bu kaleyi taşıyabilecek kaleciler var. Tabi ki biz sonsuza kadar burada kalmayacağız. Sezon sonu ne olacağımız belli değil. Ama oynamadığım zaman kesinlikle gözüm arkada kalmaz. Fırat’ın sakatlığı bizi bir hayli üzdü. Fırat’ın da en kısa zamanda aramıza dönmesini bekliyoruz.

 

2396 kez okundu.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun!

Yorum yazın

Yorum ekleyebilmek için üye girişi yapmanız gerekiyor
  • Yorumcuların Dikkatine...
  • İmlası çok bozuk,
  • Büyük harfle yazılan,
  • Habere değil yorumculara yönelik,
  • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
  • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
  • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen yorumlar
  • KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
  •  
  • Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.
0.031043767929077