Boluspor,
Altay’a karşı kendi sahasında berabere kaldı.
Seyircisiz oynanan karşılaşmalara girebilme lüküsümüz yok.
O nedenle; oda aydınlığında yazıyor, özgün notlar tutuyorum.
Kulaklarım beni duyuyor, ellerim beni yazıyor.
Boluspor; terden sırılsıklam, ben aşk’ından.
Tv’den maçı izlerken
Bein Connect, uygulamasından da oyunu ve pozisyonları tekrar tekrar izleme fırsatları buluyorum
Ego’larımdan arınıyorum.
Eko sistemi korumak gayesiyle;
Ne çekirdek çitliyorum,
Ne mısır patlatıyorum.
Dövme Maraş dondurmanın tadı da bir başka o ayrı tabii.!
Altay’ı yenersek; salamura (üç puan) ileride çok lazım olacak.
Onu biliyorum.
Çimenler pırıl pırıl, yem yeşil.
Hava kapalı ve puslu.
Sahada gol yerine, yağmur yağacak gibi duruyor.
Saha zemini hayli sert,
Topun yerde sektikçe, sekesi,
Malûm futbolcunun ayağına top değdikçe gülesim geliyor.
Sahaya çıkan Boluspor takımına bakıyorum.
Dört maç üst üste maç almış yüzleri,
Oniki puan cebimizde tebessümlerini göremiyorum.
Kaslar ve yüzler gergin.Stres var ama ve ben buradan kendisini görüyor; sebebini göremiyorum.
Hadi canım sende diyerek;
İçimdeki kuşkuları kovalıyorum.
Yerine;
İçeriden, dışarıdan manzaralı oniki puanı yerleştiriyor,
Dört de dördü öpe öpe bitiremiyorum.
Yirmi sekizinci dakika Gencer Cansev oyundan çift sarı kartla ihraç olunca.
Mazoşist duygularım açığa çıkıyor.
Hah!, bir eksikle işler daha kolay olur düşüncem çoğalıyor.
Umut Gündoğan diye biri sahada paytak paytak dolanıyor.
Bütün toplar, ama bütün toplar, yüzler, paslar ona dönüyor.
Taktik plan kendisine, o da sahaya kurulmuş vaziyette.
Ama kurguda bir hata var.
Zemberek boşandı boşanacak.
Aldığı bütün topları kaybeden, bir umudu var hocanın sahada.
Sahada onu görmeyen, durumun farkında oyuncular da var benim gibi.
O yüzden,!
Tam da bu yüzden!
Boluspor…
Karşılaşmanın ilk dakikasından bu yana on kişi oynamakta bana göre.
Kdz. Ereğli Belediyespor hazırlık maçında ikinci yarı oyundan mecburen alınan!
Bu varyeteli çocuk.
Altay maçında da zorunlu olarak oyundan alınan, kerameti kendinden menkul!,
Bu mühim çocuk.
Sait Hoca’yı, fırtınalı bir günde üzecek diye aklım sahalardan dışarıya taşıyor.
Hem daha hazır, hem daha oyunda kalan, hem agresif, hem de daha fazla dirençli duracak Burak Asan ile niye başlanmadı hayret ederim.
Onu diyorum.!
Bir de şunu diyorum.
İlk yarı itibariyle,
Kendimi kaybediyorum;
“Umut ufuktan şimdi doğar” diye beklentilerimin yüksek olduğu bir marş yazıyorum.
Döneminin ünlü Beden Eğitimi Öğretmeni Galatasaraylı Selim Sırrı Tarcan Bey’i ve Türkçe öğretmeni Ali Ulvi Elöve’yi rahmetle anarak.
İlk dört hafta, oniki puan toplamış ve makine düzeninde oynayan Boluspor’un
Bu hafta Umut Gündoğan’ı hem ilk onbirde, hem de başrolde oynatmanın manasını anlayamıyorum.
Halbuki Umut olsa olsa karakter oyuncusu olur; başrol değil.
Bu şimdi oyunu soğutma mı.?
Bu geleceğe yönelik oyuncuyu ısıtma mı.?
Tarafımdan anlaşılmadı.
Anlaşılmayan,
Cevap bekleyen sorularımda yok değil.
İlk yarı en fazla topla buluşan,
İlk yarı en fazla topla buluşturulan,
İlk yarı en fazla topla oynayan Umut Gündoğan’ın oyuna katkısını fark edemedim.
Ayrıca;
Boluspor’u bu hafta takım olarak da beğenmedim.
Takım halinde tutuk ve içe kapanıktılar.
Sait Hoca, Umut ile başlamış olmasına rağmen, maça hükmedemeyince; ilk onsekize aldıklarıyla yapması gerekenleri yaptı.
Bilal Sebaihi de Franck Etoundi ve Melih Okutan'da kendi içinde doğrular barındıran değişiklikler oldu.
Ama ya çıkanlar;
Bu güne kadar yükü ve başarıyı sırtlayan, taktik değişiklik nedeniyle Mustafa Durak ile Emmanuel Akabueze’nin oyundan alınmalarını nasıl açıklayacağız.
Ben;
Orta saha enfeksiyonunun,çorap söküğü gibi, diğer hatlara da yayılmasından endişe ederim.
Altay oynaması gerekeni oynadı, alması gerektiğini düşündüğü puanı aldı gitti.
İkinci yarı girdiğimiz pozisyonlar kimseyi yanıltmasın.
Altay kalecisinin, Gökhan ile aldığımız maçlara göndermeler yaptığı, kurtarışları ve serzenişlerini atlamamak lazım.
Biraz abartı olacak ama; mecazen söylüyorum.
11'e 11 oyun olsaymış, hadi olmadı bi oyuncu da bizden atılsaymış.
Bir varmış bir yokmuş.!
Her neyse.
Hakemin her iki tarafa pirim vermeden, ortaya yönettiği bir maç oldu.!
Hakem Mustafa Öğretmenoğlu gösterdiği cüretkar sarı kartlarla baştan terbiye makamını işleterek iki tarafa da eşit mesafede durdu.
Maç öyle böyle berabere bitti.
Bu maçtan dersler çıkarabilirsek kaybedilmiş bir şey yok demektir.
Olsun varsın.!
Bunlar futbolda olağan şeyler
Aman!
Takım enfeksiyon kapmasın.
4413 kez okundu.
Spor Hukuksuzluğu: E-Bilet
Av.Burak MENGÜ 12.06.2014 21:17
''ÖZEN''Lİ ÇALIŞMANIN SONUCU ...
Cengizhan Sevindik 13.06.2014 00:11
1 Günde ne yapıyorum?
Canan AKARCA KUZU 12.08.2014 22:24
Boluspor Bunu Başarırsa İlk Altı İçin Söz Sahibi Olabilir
Namet Ateş 05.02.2015 21:24
Tüfekçi ve Boluspor !
Fatih GÜNDÜZ 05.10.2015 22:04
İyi Futbol Kötü Skor Samsun
Yazı Yorum 25.02.2016 00:24
RUS RULETİ
Rıdvan ALAYLI 07.12.2017 10:21
“YEKTEN”...
Hüseyin TAYŞİ 09.12.2018 20:04
Alt tarafı bir arma değil mi?
KONUK YAZAR 06.11.2019 19:52
BU LİGİN SEFİRİ
Fahri GÜNDÜZ 10.07.2022 00:43
Konsantre ve Konserve Oyuncular
Mustafa Nuri Gürsoy 15.10.2022 16:22
Görev Bizde!
Ahmet ÇETİNLİ 18.02.2024 20:09