“BUGÜNLERE BOLUSPOR SAYESİNDE GELDİK”

15 Ekim 2018

15 Ağustos 1962'de Nazilli'de dünyaya gelen Rıdvan Dilmen, futbola Sümerspor'da başladı. Muğlaspor, Boluspor, Sarıyer ve Fenerbahçe'de oynadıktan sonra, 1995 yılında...

15 Ağustos 1962'de Nazilli'de dünyaya gelen Rıdvan Dilmen, futbola Sümerspor'da başladı. Muğlaspor, Boluspor, Sarıyer ve Fenerbahçe'de oynadıktan sonra, 1995 yılında sakatlık problemleri nedeniyle 33 yaşında futbolu bıraktı. Tüm futbolculuk hayatı süresince sadece 3 sarı kart gören Rıdvan hiç kırmızı kart görmedi. Boluspor Dergisi’ne yıllar sonra röportaj veren Rıdvan, Boluspor’un kendisinin futbol yaşamında bir mihenk taşı olduğunu belirtti.

Boluspor Başkanı Necip Çarıkcı, Rıdvan’la görüşüp Boluspor Dergisi için röportaj randevusu aldı ve Boluspor Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Özden Engin bu röportajı Rıdvan’ın İstanbul’daki Beykoz Konakları’nda bulunan evinin sosyal tesislerinde gerçekleştirdi. Futbol Şube Sorumlusu Hakkı Öztabağ’ın da bulunduğu bu buluşmada, Rıdvan’a Boluspor’da giydiği 8 numaralı forma ile Bolu’nun doğal ürünlerini içerisinde bulunduran hediye paketi sunuldu.  Boluspor atkı ve formasıyla objektiflere poz veren Rıdvan, kendisiyle yapılan söyleşide Bolu anılarını tazelerken oldukça duygusal anlar yaşandı.

“Boluspor’a geliş maceranı ve Bolusporlu günlerini bizlere aktarır mısın?” şeklinde başladığımız sohbette Rıdvan, o eski günlere dönüp Bolu’daki anılarını hatırlayınca çok mutlu oldu, kah sevindi, kah hüzünlendi, yıllar sonra bire bir gerçekleştirdiğimiz bu sohbette, Boluspor’un kalbinde çok ayrı bir yere sahip olduğunu söyledi.

“HEDEF BÜYÜTMEK GEREKLİ”

Ben Boluspor’a gelişimi ve Bolusporlu günlerimi gurur duyarak ve yeni yetişen gençlerimize örnek olsun diye her fırsatta, her ortamda anlatmaya çalışıyorum. Öğretmenlik çok kutsal bir meslek ve hem de lobi aslında. Ben üniversitelere panellere giderken, öğrencilere ileriki yaşlarınızda en çok ne olmak istiyorsunuz dediğim zaman, Anadolu’da özellikle ‘öğretmen’ diyorlardı. Öğretmenlik gerçekten çok kutsal meslek. Biraz daha hedef büyütülerek gösterilmesi, hizmet verilmesi gerekiyor diye düşünüyorum ancak futbolculukta da meslek olarak yapıldığında, her zaman hedef büyütülerek bu mesleğe yönelmek gerekir. Ben bunun önemini rahmetli hocam Kemal Dirikan’dan öğrendim. Bunda da Boluspor vesile oldu bana.

“BOLUSPOR MACERAM BAŞLIYOR”

Her çocuk gibi bizim de Nazilli’deyken büyük bir futbol hayaliyle başladı yaşamımız, Nazilli sokaklarında. Muğlaspor’a gittim amatör kümede ve şunun altını çizmekte fayda var, yeni kuşak bilmez, Süper Lig vardı bir de bir altında bir lig daha vardı. Yani şu andaki 1.Lig, Boluspor’un oynadığı lig. Onun altında profesyonel lig yoktu, direkt amatör lig vardı. Yani 2B, 3.Lig, BAL filan yoktu. Tabii ki Muğlaspor’da 1980 yılında oynarken benim için Süper Lig’de oynayan Boluspor büyük hayaldi. Bana zor gözüküyor, çünkü ben yerel ligde oynuyorum, Türkiye şampiyonasında rahmetli Bolulu Cahit Sinan hocam Allah rahmet eylesin, bende emeği çoktur kendisinin. O geldi, beni Ankara’da Muğlaspor maçında görüyor ve hemen raporu veriyor, o zaman Boluspor gençlere yatırım yapan bir kulüp. Türkiye’nin örnek kulübü. Muğla’ya döndük, hiç unutmam rahmetli Altan Doyran ağabey geldi, bana Boluspor için transfer teklifi yaptı.

“CEPTE 10 TL VAR, 3 MİLYON TEKLİF EDİLDİ”

Benim cepte 10 TL para var, Altan Doyran bana 3 milyon TL teklif yapıyor, 1.5 milyonu da peşin diyor. Rahmetli Altan abi, bir Mercedes’le gelmişti, hiç unutmuyorum. Bu arada da lise sonu bitirmişim, bir alt ligde Antalyaspor var onlar da bana 5 milyon TL teklif yapmıştı. Ben de kendi kendime Muğla’ya da alıştım filan diyorum ve amatörden bir üst lige çıkmıştık. Hocama da ben ‘Antalya’ya gideyim, Bolu zor, Boluspor Süper Lig’de ve orada da büyük takımlar var’ diyorum, daha çok gencim de… O da bana, ‘Yok, sen buraları aştın, sen direkt Bolu’ya git, az paraya git ama Bolu’ya git’ diyordu.

“HEDEFLERİM İÇİN BOLU’YA GELDİM”

Uzatmayayım, Altan abi aldı arabaya, koydu beni Bolu’ya öyle geldik. Dediği gibi paramı da verdi. Parasından değildi Boluspor’u seçmem, hedeflerim içindi. Hiç unutmuyorum, ilk kazandığım parayla anneme bir ev alacağım diye söz vermiştim ve o parayla anneme Denizli’de bir ev aldım. Amatör kümeden böylelikle bir anda Süper Lig takımı olan Boluspor’a adım atmış oldum.

O zaman Boluspor’da yıldız olan Halil İbrahim abi Ankaragücü’ne gitmiş, Japon Rıdvan abi son dönemleri olduğu için bırakmışlar. Boluspor öyle böyle değil tam bir efsane kulüptü. Boluspor Türkiye’nin en önemli kulüplerinden, camialarından bir tanesidir. Konumu ne olursa olsun çok önemli bir kulüptür. Gittiğimde 18 yaşımdaydım, tabii heyecandan ölüyorum.

AMATÖRDEN SÜPER LİG’E…

Aynı yılın Mayıs ayında toprak sahada, amatör kümede oynarken birden bire Süper Lig’e geldim. ‘Aman Allahım ben nereye geldim?’ diye geceleri heyecandan uykularım kaçıyordu. Bolu’da öyle bir ortamla karşılaştım ki, ha Muğla, ha Bolu. Şehir olarak söylemiyorum; tam bir Anadolu kenti. İnsanların bağrına bastığı bir kent. İdris Usta, Bayram Usta en güzel yemekleri yapıyorlar. Küçük bir cadde, caddede herkes bizi pastanesinde ağırlıyor, dişçisi gel dişini yapayım diyor, berberi gel saçını keseyim diyor, işte öyle bir yer. Allahım ne güzel bir yere geldim diyorum. Bunlar tabi benim gelişimim için önemli şeyler. Yeteneğiniz yetmeyebilir, çevre, uyum tabii ki çok önemli.

“AKİDE ŞEKERİ VERDİLER”

Boluspor’la Bolu’da ilk antrenmana çıktık. Sercan ile ben, en genç olanlar, Sercan benden 1 yaş daha büyük ama takımda, Minas, Mehmet Akdülger, Selahattin abi, İbrahim Destici, Nuri abi, Çetiner abi, Büyük İbrahim, Serbay, Erdem abi, Ahmet abi gibi önemli isimler var. Hatta ben Erdem abi ile Ahmet abinin evinde kalıyordum, onlar beni çocukları gibi görüyorlardı. Kaleci İlker abi, Süleyman, sonra kaleci Abdullah Gerz vardı. Acayip bir ortam burası benim için. Süper güçlü bir kadro vardı. Bu arada ebediyete göç eden Nuri abime, Çetin abime, Büyük İbrahim’e Allah’tan rahmet diliyorum. Onlara çok üzüldüm, erken kaybettiğimiz büyük değerler, nurlar içinde yatsınlar. O zaman Teknik Direktörümüz de Nevzat Güzelırmak’tı. Antrenman bitti, Erdem abi benim ağzıma ilk antrenman sonrası akide şekeri tutturdu. Abi neden ben dedim, ‘Bak, Türkiye’nin en büyük futbolcusuna şeker veriyorum’ dedi. İlk antrenman, topa değmişim, koştuk, ortada sıçan oynadık. Ben de ‘Sağol abi beni mahçup ediyorsun, şımartıyorsun’ dedim, bana ‘Ne mahçubiyeti, ne şımartması, mütevazilik yok, bak göreceksin sen Türkiye’de nerelere geleceksin’ dediğini hatırlıyorum. Tabii bunlar önemli konular. Kulüp personelinin bize sıcak ve samimi davranışları, Bolu halkının davranışları beni daha da kamçıladı.

İLK MAÇ FENERBAHÇE, 2.’Sİ GALATASARAY’LA

Kamp dönemi bitti. Hazırlık maçımızı Düzcespor’la yapmıştık, stat full dolu, 5-0 yenmiştik Düzce’yi. Ben o maçta kendimi gösterdim, sonra Kocaelispor’la oynadık o maçta da iyi oynmıştım. Sonra fikstür çekildi, asıl konu burada başlıyor… Fikstürde ilk rakip Fenerbahçe deplasmanı. İşe bakar mısın? Mayıs’ta Muğlaspor, oradan transfer Boluspor’a ve Mayıs’ta Fenerbahçe ile ilk resmi maç. İkinci hafta Galatasaray-Boluspor… Allah Allah, işe bak. Gazetelerde boy boy fotoğrafları çıkan, çikletlerde fotoğraflarını biriktirdiğimiz lig oyuncularıyla oynayacağım. O zaman Fener’e Rausch geldi teknik direktör, Osman Denizci, Arif’ler transfer olmuş, milyonlar konuşuluyor, şuradan hatırlıyorum, özür dilerim, maçtan sonra Fenerbahçe taraftarları milyonluk eşekler diye bağırmışlardı. O zamandan aklımda kalmıştı. İstanbul’a geldik Carlton otelde kalıyoruz, sağa dönüyorum karşıma Alparslan çıkıyor, eyvah… Sola dönüyorum Cem Pamiroğlu, rahmetli Selçuk Yula çıkıyor. Allahım rüya mı bu diyorum, ambleme bakıyorum, evet Boluspor’dayım ve Süper Lig’deyim. Uykusuz maça çıktım, 8 numarayım, 1-0 Fenerbahçe öne geçti, sonra Selahattin abi müthiş bir gol attı, 35 metrelerden vurdu 1-1 bitti maç ama ben müthiş oynamıştım. Tabii akşam Bolu’ya döndük ama ben sabah 07.00’de gazete bayiine gittim, benim için ne yazdılar diye. Daha gazeteler gelmemiş bayilere. İyi oynadım ya ben, kaç yıldız aldım filan diye heyecandan duramıyordum. Ziya Şengül, Birol Pekel ‘Bolu’da Rıdvan diye bir oyuncu var, süper yetenek’ diye yazıp olumlu yorumlar yapmışlar. Ben heyecandan ve mutluluktan uçuyordum. Öbür hafta da Galatasaray maçına gittik, tabii yine bende uyku yok, ben de bu kez saçıma sarartmak için papatya attım. Domates suyu da at dediler, o maç öncesi de böyle bir değişiklik olsun istemiştim. Aslında hiç özentim de yoktur ama arkadaşlar bana böyle bir şey yaptırdılar. Sahaya kırmızı-beyaz parçalı formayla çıktık. Galatasaray’ın antrenörü Birch, 1-0 öne geçtiler. Benim uzaktan attığım kariyerim boyunca 4-5 gol vardır, biri de o maçta attığım goldü. 1-1 yaptık, kaleci Haydar oynuyordu onlarda da. Son dakikalarda Cüneyt bir gol atmış ve maç 2-1 yenilgimizle sonuçlanmıştı ama o gün de müthiş bir Boluspor vardı sahada.

“MAÇ SONUNDA MİLLİ TAKIMA DAVET EDİLDİM”

Galatasaray maçı biter bitmez soyunma odamıza birileri gelmişti ve bana ‘Hemen sana pasaport çıkaracağız’ demişlerdi. Ben hayatımda o dakikaya kadar hiç uçağa binmemişim, pasaportum yok, zaten Genç Milli Takım’da hiç oynamamışım, beni direkt A Milli Takım’a dahil ettiler. Ruslarla yapılacak maçın kadrosuna almışlar beni. Bolu’ya dönmeden Rusya’ya maça gittik, yanımda da Rıza Çalımbay var. Bakıyorum çaktırmadan nasıl kemer bağlıyor diye, söylemedim de kendine. Gittik, maçı oynadık maçı 3-0 kaybettik, hoca beni oynatmamıştı o maçta. Artık Türkiye’de tanınan biri olmaya başlamıştım.

“İLK AYAĞIM KOCAELİ MAÇINDA KIRILDI”

İyi bir sezon geçirmiştim, sonra Kocaeli-Bolu maçında ayağım kırıldı. Ameliyat oldum, kısa sürede düzeldi. Ertesi yıl da iyi bir performansla A Milli Takım’a devam ettim. Bu arada Bolu’da yıldızım parlamaya devam ediyordu ve Bolu’yu çok sevmiştim. Fener, G.Saray ve Beşiktaş beni istemeye başlamıştı. Önce Beşiktaş istedi. O dönemler Boluspor’un stratejisi; genç yetenekli oyuncuları araştırıp buluyorlar ve bu oyuncuları bir-iki sene kadrolarında yetiştirip büyük kulüplere satıyorlardı. Mehmet Üstünkaya benimle görüştü, bonservis ücretlerini o zamanlar kulüpler belirliyordu. Serbest de kalsan iki sezon sonunda kulüpler anlaşamadığı takdirde aynı kulüpte kalıyordun. Taksim’de Beşiktaş’la anlaştım, 5 milyonu peşin, toplam 8.5 milyona anlaştık, Boluspor’la da 15 milyon liraya anlaşmışlar, transferin son günü Boluspor Başkanı ‘ben 20 milyon istiyorum’ diyor. Beşiktaş o kadar vermeyince olmadı, devreye son gün Ankaragücü girdi, Halil İbrahim abi  tavsiye etmiş, fakat Boluspor da 15 deyip 20 istiyor, olmayınca da beni ve Erdem abiyi birlikte 15 milyona son dakikada Sarıyer’e verdiler. Ben Sarıyer’e gideceğimi bilmeden ve satıldığımı da bilmeden otomatik olarak bir yıl daha Boluspor’la kontratım uzadı düşüncesiyle Marmaris’te Gökova’da tatile gitmiştim. Gencim ve performansım Bolu’da daha da artar 1 yıl sonra transfer olurum diye Gökova’da deniz kenarında tatilimi yaparken, hanıma ulaşmışlar. Dediler ki, Rıdvan seni Bolu’dan arıyorlar, bana ‘Yarın İstanbul’da ol, seni sattık biz.’ Ben onlara ‘Niye sattınız, ben zaten otomatik kaldım Bolu’da, oynayayım işte 1-2 sene daha’ desem de ‘Yok, sattık, hemen İstanbul’a git, mecburuz seni satmaya, ekonomik nedenlerden dolayı sattık’ dediler. İstanbul dediler ya bana, ben düşünüyorum; Kadıköy mü, Beşiktaş mı, Ali Sami Yen mi derken ‘Sarıyer’e sattık’ dediler. Önce bir buruldum, sonra her şerde bir hayır dedim. ‘Kalsam olmaz mı?’ dememe rağmen, ‘Aman ha, hemen gitmelisin, biz anlaştık Sarıyer’le’ dediler. Meğerse son gün noterden 3 kişi için yer ayırttırılmış, o gün 3 tane transfer gerçekleştirdi Boluspor. Ben’le Erdem abi Sarıyer’e, Sercan da Zonguldak’a gitti. Ekonomik şartlar Boluspor’a bu transferleri yaptırmıştı o zaman.

“BUGÜNLERE BOLUSPOR SAYESİNDE GELDİK”

Boluspor’da geçirdiğim 2 sene zarfı için Allah onlardan razı olsun, ekmeklerini yedim, bugünlere geldiysek, tercih ettiğim Bolu’da başlamam da büyük şanstı belki. Yetenekli oyuncuları bünyesinde toplayan ilk kulüptü Boluspor. Benim için de en doğru adresti. İyi ki Bolu’ya gelmişim, pişmek denir ya, yetenekli oyuncu için, tecrübe için Boluspor hayatımdaki mihenk taşı oldu.

“BOLU’DA İKRAMİYE BANA ÇIKTI”

Ben Bolu’da rahmetli annemle 2. yılımda ev de tutmuştum. O sene eşya piyangosu düzenlenmişti. Çekilişte bunu kimse bilmez, araba bana çıkmıştı. Şahin marka otomobil bana çıkmıştı ama kimseye söylemeyelim dedik, komplo bu derler filan dedik. Aslında araba kullanmasını o zamanlar ben de iyi bilmiyorum, ehliyet de yok, hadi bir ara sokakta kullanayım dedim. Çarptık duvara, sonra da Ankara’da bir arkadaşa satmıştım. Yani Boluspor eşya piyangosunun büyük ikramiyesi Şahin otomobil bana çıkmıştı.

“BOLUSPOR’DAKİ İLK SENEMDE BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLMUŞTU”

Boluspor’daki ilk senemde sezonu Beşiktaş şampiyon olarak tamamlamıştı. O sene Beşiktaş ligin ilk 5-6.haftalarıydı, maç Ali Sami Yen’de, yağmurlu bir hava, biz Sercan ve benim gollerimle Beşiktaş’ı orada 2-1 yendik. Şampiyon olan Beşiktaş’ı bir daha o sezon yenebilen olmadı, Beşiktaş bizden sonra bir daha maç kaybetmeden şampiyon olmuştu. Bolu’daki maç 1-1 bitmişti. O sene bizi yenememişlerdi ve başka bir takıma da bizden sonra yenilmeyerek şampiyon olmuşlardı. Ligin ikinci yarı ilk maçımız Fenerbahçe’yleydi. Kar yağıyordu, maç ertelenir mi, ertelenmez mi derken, biz de çok iyi takımız… Geleni gideni paramparça ediyoruz, iyi hatırlıyorum, Begoviç diye yeni transferleri de vardı. 83. Dakikada Sercan’ın golüyle Fener’i 1-0 mağlup ettik, o günden sonra Fener’de ne olduysa 2 puanlı lig sisteminde 4 maç üst üste puan kaybettiler, 4 puan önde olan Fenerbahçe şampiyonluğu kaybetti, bizim son yendiğimiz Beşiktaş şampiyon oldu.

“FENERBAHÇE’NİN ŞAMPİYONLUĞU BURUK OLDU”

Fenerbahçe’nin şampiyon olduğu sene Boluspor’la İstanbul’daki son maçında karşılaşmıştık. Fenerbahçe’nin şampiyonluğu garantileyip çıktığı maçta Ali Şen başkandı, ilk kez helikopterle sahaya inme gösterileri yapıldı. İlk golü ben atmıştım ve 1-0 Boluspor öne geçmişti. Ardından uzun bir top atıp kendi topuma koşarak ikinci golü de atmıştım fakat hakem kendi topuma ofsayt çalarak enteresan bir şekilde golü iptal etmişti. Hakem Yavuz Korozan ya da Yavuz Türk o maçta gülüşmelere neden olan bir de penaltı verdi aleyhimize ve Selçuk golü atınca 1-1 maçı bitirmişti. O maçı o zaman kutlayamamışlardı, acayip oynamıştık Fenerbahçe karşısında ve tüm taraftarlar Boluspor’u alkışlamışlardı. Bu Boluspor için aslında sürpriz değildi, her yerde çok iyi futbol oynuyorduk, Anadolu’da da çok saygı duyuluyorduk.

“BOLUSPOR FARKLI BİR TAKIMDI”

Bolu’ya, Boluspor’a futbolcu kardeşlerimizin nasıl bakmaları gerektiğine bir örnek daha vermek istiyorum. Ben Boluspor’a transferimden önceki sene, Boluspor ile Galatasaray kupada eşleşmişti. İlk maç İstanbul’da oynandı ve Galatasaray Boluspor’u 2-0 yenmişti. Rövanşı da İstanbul’da oynamayı isteyen Galatasaray, Boluspor’a hasılat gelirini de verelim teklifinde bulundu. Federasyonun da onayıyla maçın rövanşı İstanbul’a alındı. Sonuç olarak Bolu bu olaya tamam diyor, Galatasaray’a da futbol dersi vererek İstanbul’daki rövanşı 3-0’la alıp Galatasaray’ı Ali Sami Yen’e gömüyor. Boluspor’la uğraşılır mı? Bunlar futbolcu kardeşlerimize de ders olsun.

“HERKESİN BOLUSPOR’UN KIYMETİNİ BİLMESİ LAZIM”

Herkesin Boluspor’un kıymetini bilmesi gerekli, bu altyapı futbolcuları olsun, A takım oyuncuları olsun, teknik kadro olsun kıymetli bir kulüp Boluspor. En kısa zaman zarfında da Bolu’ya geleceğim. Bu bir hafta içi olabilir, çünkü haftanın 5 günü İstanbul’da seminerlere katılıyorum, hafta sonları TV programları var. Biraz da kendimi iyi hissettiğimde mutlaka geleceğim ve Boluspor’u ziyaret ederek onlarla da görüş alışverişlerinde bulunacağım. Boluspor için bu sene büyük bir fırsat var, inşallah değerlendirirler. Necip Başkan çok heyecanlı ve Boluspor’u çok sahiplenen bir kişi, bu sene sonunda umarım şampiyonluğu göğüslerler.

“ALTYAPIDAKİ KARDEŞLERİME ŞU MESAJLARI VERMELİYİM”

Altyapıdaki kardeşlerimize şu mesajları vermem lazım; inandığım bir söz var, ‘başarının en zor tarafı devam ettirmeye mecbur olmaktır. Yetenek başarı için sadece çıkış noktasıdır.’ Çalışmak lazım, ne kadar yetenekli olursanız olun, çalışmadan olmuyor. Ailelerimize büyük görev düşüyor bu arada. Bugün 12-13 yaşında bir çocuk iki topa vurduğu zaman aileler diyor ki, ‘Bizim evlat kesin topçu olacak’. Çocukların umutlarıyla, gelecekleriyle oynanmaması lazım. Futbolu 13-14 yaşlarında aileler oyun olarak görsünler, zaten yetenekleri varsa çocuklarınızın zaten gelecektir o. Bu işin sırrı ne derseniz; çalışmak, çalışmak, çok çalışmak. Bizim dönemimiz gibi değil, artık daha iyi eğitmenler, hocalar var. Hocalarının her dediklerini dinlesinler ve uygulamaya çalışsınlar. Mutlaka bir yerlere geleceklerdir, çok şanslılar, çünkü Bolu’dalar.

“FUTBOLDA EN BÜYÜK SIKINTI MALİ KONULAR”

Futbolun ülke genelinde istenilen seviyelere ve özlem duyulan başarılara gelememesinin en önemli nedeni mali tablolar. Verilen ücretler, vergi ve sigorta borcundan devlete gidiyorsun tamam da, oyuncuyla ilgili adaletsizlik şurada başlıyor. Ben yabancıya karşı değilim, ancak yabancı oyuncunun muhatabı FİFA, Türkiye’deki futbolcunun muhatabı yerel Federasyonun kuralları. Boluspor’u istisna tutuyorum izlediğim kadarıyla, oyuncuların vecibesini yerine getiren kulüp sayısı çok az. Türkiye’de TFF’de dosyası olmayan kulüplerden biri Boluspor. Ayağını yorganına göre uzattı çünkü. Asıl problem Türkiye’de iki lig arasında korkunç bir gelir uçurumu var. Süper Lig’in gelirleriyle bir alt ligin gelirleri uçurum halinde. Necip Başkan’ın, Oktay Ercan’ın, yöneticilerinin çabaları, tırnaklarıyla kazarak kulübe gelir getirmeye çalışıyorlar. Tribün gelirleriyle bu işlerin olması zaten mümkün değil. Şampiyon olduğun takdirde bir anda ayak bastı parası 30 trilyon alıyorsunuz, en kötü şartlarda yıllık 60-70 trilyonluk bir gelirin oluyor. Bu kadar fark olmamalı iki lig arasında. Rekabeti artırmak için bunu düzenlemelisiniz. Sponsorlara baktığınızda hep aynı, sonuçta marka değeri düştü futbolun Türkiye’de. Katar anlaşma yapıyor 3.7’den donduracağım dövizi diyebiliyor ama senin yabancı oyuncuların bana da o kurdan verin demiyor. Statülerin de değişmesi lazım.

“BOLUSPOR GERÇEK MİLLİ DURUŞ SERGİLİYOR”

Boluspor Kulübü Türkiye’de yine bir ilke imza atmış ve kadrosunda bulunan yabancılarla TL karşılığı anlaşmaları yenilemiş. Gerçek milli duruş bu işte. Ben bunları TV’lerde de gündeme getireceğim. Boluspor’a TFF’den gelen para Spor-Toto, yayın hakları, İddia hepsi 11 milyon lira. Bu rakamlarla Boluspor şampiyonluk mücadelesinin yanında yabancılara TL bazında da sözleşme yaptığı için takdire şayan bir kulüp. Ben Rıdvan Dilmen olarak yetiştiğim Boluspor’a bundan böyle elimden gelen destekleri vermeye hazırım. Boluspor Anadolu’da her kesim tarafından sevilen ve sayılan bir kulüp olmuştur. Kişilik olarak asla nankör insanlar değiliz. Ancak aktif futbol yaşantımızın ardından Boluspor için gerekli çabayı ve desteği gösteremedik. Televizyonlarda olsun, haber konularında olsun gerekli olanları yapamadığımızı düşünüyorum. Boluspor’u hep izliyorum, her sene inşallah bu sene çıkarlar diyorum ancak bu yıl daha da ümitliyim. İçimde Boluspor’a karşı farklı duygular var.

“BOLU’YA GELECEĞİM”

Herkese sağlıklar, sevgiler diliyorum. Yakın bir zamanda görüşmek üzere tüm Boluspor camiasına, Bolulu dostlarıma, Bolu halkına sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Sait hocamızı da seviyoruz, sayıyoruz. İzmir’den tanışırız, Bolu’nun kıymetini biliyorsundur diyorum, onlar da senin kıymetini biliyorlar. Necip Başkanımıza da teşekkür ediyorum, bizi unutmadılar. Sayın yönetici Oktay Ercan Başkanımıza da ayrıca teşekkür ediyorum. Her mercide az da olsa Bolusporumuza sahip çıkmaya çalıştık ancak bu mesaimizi artıracağımızdan şüpheniz olmasın. Hakkınızı helal edin. Boluspor bizim kulübümüz, ekmeğini yediğimiz, bizi bugünlere getiren camia. O camianın başında olmanızdan da ayrıca mutluyuz. Bizi hatırladığınız için ve Boluspor Dergisi röportajı imkanı sağladığınız için de hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.

Rıdvan Dilmen’le yaptığımız röportajı noktalayacağımız esnada, Beykoz Konakları Sosyal Tesisleri çalışanları Rıdvan için götürdüğümüz Boluspor forması ve atkısını almak istediklerinde, Rıdvan eski günlerini anımsatan hızlı bir refleksle görevli personele, “Bunlar bana yetiştiğim takımdan gelen forma ve atkılar, kusura bakmayın asla veremem. Sizler hangi takımın taraftarlarısınız?” diye sordu, biri Fenerbahçeli, diğeri Beşiktaşlı olan çalışanlara Rıdvan, “Bak ben sana Fenerbahçe forması veririm, bu formalar benim” diyerek hediyeleri hemen arabasına götürdü.

“BUGÜNLERE BOLUSPOR SAYESİNDE GELDİK”
“BUGÜNLERE BOLUSPOR SAYESİNDE GELDİK”
“BUGÜNLERE BOLUSPOR SAYESİNDE GELDİK”
“BUGÜNLERE BOLUSPOR SAYESİNDE GELDİK”

5446 kez okundu.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun!

Yorum yazın

Yorum ekleyebilmek için üye girişi yapmanız gerekiyor
  • Yorumcuların Dikkatine...
  • İmlası çok bozuk,
  • Büyük harfle yazılan,
  • Habere değil yorumculara yönelik,
  • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
  • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
  • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen yorumlar
  • KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
  •  
  • Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.
0.28618097305298