Boluspor teknik direktörü Serhat Güller, Köroğlu Gazetesi Spor müdürü Mustafa Özkan ve Köroğlu Gazetesi Köşe Yazarı İlhan Özdemir'in sorularını içtenlikle yanıtladı. Kırmızı beyazlıların teknik direktörü Serhat Güller, son oynanan karşılaşmaların analizini, takımın inişli çıkışlı grafik sergilemesinin nedenlerini ve daha birçok konuda özel açıklamalarda bulundu.
'HEDEFİMİZ ÜÇ PUAN'
Teknik direktör Serhat Güller; 'Konyaspor'uda yenmemiz lazım. Üst tarafları yakalama anlamında, oralara tutunma anlamında çok önemli bir maç oynayacağız. Dolayısıyla Konyaspor maçı bizim adımıza kazanılması gereken bir karşılaşma. İnşallah bu maçı da kazanacağız. Hedefimiz üç puan olacaktır' dedi
Güller sözlerini şöyle sürdürdü: 'Kartalspor maçı il ilgili çok fazla söylenecek bir şey yok. Çok silik bir futbol oynadık ve mağlubiyeti hak ettik. Oyun anlamında bir şey yapamadık. Rizespor maçıyla ilgili, aynı şeyleri söylemem mümkün değil. Belki de 3-0 yendiğimiz Göztepe maçından daha etkili bir oyun oynadık. Maçın son saniyesine kadar, oyundan hiç kopmadan oynadık. Maçı istedik. 1'0 mağlup duruma düştük. Pozisyonlar ürettik. İkinci yarı özellikle tek kale oynadık. Gol atacağız diye beklerken, kötü bir gol yedik. Yine ilk golde olduğu gibi, auttan bir gol yedik. Ama moralimizi bozmadık. Yine iyi top oynadık 2-1'i yakaladık. 2-1'den sonra pozisyonlarımız var. Her an 2.golü atmaya beklerken, yine kişisel bir hatadan 3. golü kalemizde gördük. 3.golden sonra bile, kalan 12 dakikalık bölümde dahi, oyundan düşmedik. Golü arayan taraf bizdik. Baktığımızda maçı kaybettik ama aslında çok iyi bir oyun oynadık. Net pozisyonlar yakaladık, ama topu bir türlü kaleye atamadık. Bir anlamda o bizim şanssızlığımızdı. Maçtan sonra bazı taraftar tarafından protesto edildik. Tepki gösterdiler. Sağduyulu taraftarlarımız, sahada oynanan oyunu, özveriyi görenler, protesto edenlere aslında tepki gösterdiler. Yenildik ama yenilgiyi hak edecek bir oyun oynamadık. Çok iyi oynamamıza rağmen yenildik. Ufak tefek hatalarımız var. Oyuncu bazında hatalarımız vardı. Onları telafi etmek için çalışacağımızı söylemiştik. Oyuncularımızla hem bu anlamda konuştuk, hem de antrenmanlarımızı bu şekilde yeniden gözden geçirdik.
Daha sonra Denizli maçına gittik. Artık kazanmamız gereken bir karşılaşmaydı. Kaliteli bir ekibimiz var. Tek sıkıntımız, isim yapmış oyuncularımız var ama o oyuncularımızın birçoğu geçen yıllarda futbol oynamaması bizim adımıza burada büyük sıkıntı yarattı. Yoksa geçmişlerinde çok büyük işler yapmış, çok yetenekli çok değerli futbolcu arkadaşlarımız var. Henüz bazı arkadaşlarımız, isimlerine yakışır oyunlarını sahaya yansıtacak duruma gelmediler. Ama gelecekler, biz onlara güveniyoruz, inanıyoruz. Onların da katkısıyla çok daha iyi yerlere geleceğiz. Denizlispor maçına giderken de, sıkıntılarımızı bilerek, kazanmamız gerektiğini bilerek gittik. Bu bilinçle gittik. Çok iyi bir mücadele ortaya koyduk. Oynayan oyuncularımız, sonradan oyuna giren oyuncularımız, dışarıda kalanlar hepsi tek yürekti. Tek amacımız maçı kazanmaktı. Buna inandık. Ali'nin attığı golle galip gelmesini bildik. Rakibe çok fazla pozisyon vermedik. Ne kadar üstün gibi gözükseler de, maçın başında bir pozisyon verdik. Birde ikinci yarı uzaktan atılan şutlarda gol aradılar. Her ne kadar iyi mücadele etsek de, rakibin bizi ezecek kadar, puan alacak kadar mücadele ettiğini söylemek mümkün değil. Her şeye rağmen üç puan almak çok önemliydi. Bu bizi ilerisi için daha da umutlandırdı. Oyuncularımız moral olarak biraz daha düzeldi. Kupayı da sayarsak üç maç üst üste mağlup olduk. Bu büyük bir sıkıntı bizim gibi takımlarda. Galibiyet hepimiz adına sevindirici oldu. Şimdi önümüzde Konyaspor maçı var o maçı da kazanmamız lazım. Bu galibiyetin devamı gelmesi için, Konyaspor'uda yenmemiz lazım. Üst tarafları yakalama anlamında, oralara tutunma anlamında çok önemli bir maç oynayacağız. Dolayısıyla Konyaspor maçı bizim adımıza kazanılması gereken bir karşılaşma. İnşallah bu maçı da kazanacağız. Hedefimiz üç puan olacaktır.'
'TEK GERÇEK BOLUSPOR'DUR'
Boluspor teknik direktörü Serhat Güller, takımın inişli çıkışlı bir grafik sergilemesiyle ilgili soruyu şöyle cevapladı: 'Sonuçta sahaya kazanmak için çıkıyoruz. Her maçı kazanmak için çıkıyoruz. Ama her maçı kazanmamız mümkün değil. Takım olarak, teknik ekip olarak kazanmamız mümkün değil. Kaybettiğimiz, berabere kaldığımız maçlar olacaktır. Burada aslında sağduyulu olmak lazım. Tepki verenler, niçin tepki verdiklerini bilmeliler. Bilinçli olarak, tepki vermeleri gerekir. Takımımızın top oynamadığı, koşmadığı, mücadele etmediğini gördüğü yerde verdiği tepkilere bir şey söyleyemiyoruz. Ama mağlubiyetler doğaldır. İşte Rizespor maçında olduğu gibi, çok iyi oynasanız da kazanamayabiliyorsunuz. Denizlispor maçında, Rizespor maçındaki kadar iyi oynamadık ama galip geldik. Şimdi bunun hangisi doğru, iyi oynayıp mağlup olduğunuz zaman mı? Denizlispor maçında normal oynayıp kazanıyoruz. Yine tepki yine tepki. Burada bir yanlışlık var o zaman. Gidişatımızla ilgili, puan kayıplarımız var. Ama bunları telafi edebilecek gücümüz var. Bir Rizespor maçının üç puanı, Adana Demirspor maçının iki puanı beş puan bizim adımıza kayıp. Ama içerde üç puan, dışarıda bir puan mantığıyla gidersek, deplasmanda aldığımız galibiyetlerle onları kapatacak, kapasiteye sahibiz. Aldığımız Denizlispor galibiyetiyle en azından içeride oynadığımız Adana Demirspor'dan kaybettiğimiz iki puanı telafi etmiş durumdayız. Bir daha deplasmanda alacağımız bir galibiyetle de, Rizespor maçını telafi edebiliriz. Anlatmak istediğim şu, mutlaka tepkiler olacaktır. Ama kişisel anlamda olmasın, Kişiliğimize dokunacak tarzda olmasın. Yaptığımız tüm işler için eleştiri yapılması doğaldır. Tepkilere de açığız. Bu tür eleştirilerden ders almaya da hazırız. Bazen öyle güzel eleştiriler oluyor ki, doğru söylüyor dediğimiz vakalarla da karşılaşıyoruz. Bu konuda kendimizi sorguluyoruz. Yapılan eleştiriler bize de değişik bir bakış açısı getiriyor. Diğer taraftan ise, yersiz ve manasız yapılan tepkiler de ister istemez canımızı sıkıyor. Futbolcuların, yönetim kurulunun, teknik heyetin canı sıkılıyor. Burada geldiğim günden beri söylüyorum, tek bir hedef var. Boluspor'un iyi yerlerde olmasını sağlamak. Tek gerçek Boluspor'dur. Birlik ve beraberlik içinde olmamız gerekir ki, takımımızı bir yerlere getirme şansımız olsun.'
'ÜZÜLÜYORSAK BERABER ÜZÜLECEĞİZ, SEVİNİYORSAK BERABER SEVİNECEĞİZ'
Şampiyonluk konusunda da açıklamalarda bulunan tecrübeli teknik adam, 'Yarım kalan işimi tamamlamaya geldim' sözüne de açıklık getirerek şunları kaydetti: ' Teknik direktör olarak bu kulübün, geleceğine yön veriyorsunuz. Yaptığınız her şeyle, aldığınız her kararla. Oyuncularla nasıl bir diyalog halinde olmanız gerektiğini anlatıyorsunuz. Yönetimle, camiayla ve basınla ona göre bir ilişkiniz oluyor. Dolayısıyla o sezon bu kulübün, yapacağı her şeyde önderlik eden, yön veren konumundasınız. Bir antrenörün maç oynanırken, takıma etkisi belki %20'dir belki %10'dur belki de % 50'dir. Bu çok farklı bir kavramdır. Ama şunu unutmamak lazım, teknik direktörün istekleri doğrultusunda, takım antrenman yapıyor. O teknik direktör on biri çıkarıyor. O teknik direktör sahaya yedekleri sokuyor çıkartıyor. Dolayısıyla bir maçın kazanılmasında veya kaybedilmesinde tabi ki önem arz ediyor. Futbol kağıt üzerinde oynanan bir satranç gibi değil. Sahada her an değişebilecek şeyler var. Siz istediğiniz kadar iyi yapın, oyuncu penaltı kaçırıyor mağlup oluyorsunuz. Buna yapacak bir şey yok. Çok iyi oynuyorsunuz, çok pozisyona giriyorsunuz gol atamıyorsunuz. Veya çok kötü oynuyorsunuz, uzaktan bir tane şut atıyorsunuz gol oluyor. Yenemeyeceğiniz takımı yeniyorsunuz. Bunlar çok sıra dışı olana şeyler. Futbol değişken bir oyundur. Dolayısıyla antrenörün etkisi çok büyüktür. Antrenörün etkisi yoktur demek olmaz. O zaman takımlar çok büyük paralar verip, antrenör alıyor. Herkes antrenörlük yapabilir. Seviniyorsak hep beraber sevineceğiz. Üzülüyorsak da hep beraber üzüleceğiz. Maç kazanıp birazımız sevinip birazımız üzülüyorsa, Maç kaybedince birazımız sevinip birazımız üzülüyorsa, bu olmaz. O zaman bütünlük sağlayamamışız demektir. Mutlaka burada çatlak sesler, sıkıntılar olacaktır. O yüzden önemli olan, takım olabilmektir. Takım olmak, takımın bir parçası olmak çok önemlidir. Yoksa tek başına bir topçu, bir takımı kendi başına alıp şampiyon yapamaz. Takım oyunu oynamak bizim adımıza çok önemli. Oyuncularımızı da bu konuda telkinlerimizi veriyoruz. Böyle oynayacağımız her fırsatta söylüyoruz, anlatıyoruz. Takım olmanın birinci kuralı, üzülüyorsak beraber üzüleceğiz, seviniyorsak beraber sevineceğiz.
'SÜRPRİZ KADRO BU HAFTA DA VAR'
Köroğlu Gazetesi köşe yazarı İlhan Özdemir, Serhat Güller'in her hafta sürpriz bir kadro kurduğuna dikkat çekerek, ' Torku Konyaspor maçında sürpriz kadro var mı?' sorusuna ise, Güller şu cevabı verdi: ' Sürpriz kadro bu hafta da var. Oynanan ortaya konan oyunda futbolcuların bireysel anlamda ortaya koyduğu performans zaten birinci planda. Ama bunun yanında rakip takımın oyun sistemi, ne oynadığı, nasıl oynadığı, fazlalıkları, eksiklikleri bunlar çok önemli detaylar. Bununla beraber bizim çok farklı bir kadro yapımız var. 26 tane oyuncumuz var. 26 oyuncumun her biri ilk on birde oynayabilecek kapasiteye sahip. Dolayısıyla hep aynı on birle oynadığımız zaman, diğer dışarıda kalan arkadaşlarımızı oyuna sokma anlamında müdahale etme şansımız kalmıyor. Bu yüzden biz her maça mümkün mertebe, belli rotasyonlar yaparak oynamak istiyoruz ki, herkesin bu taşın altında eli olsun. Sorumluluk alınsın. Kimse küsüp bit tarafa çekilmesin. Bu hafta ben oynayacağım mı, oynamayacağım mı diye kendini iyi hazırlasın. Oynuyorsa, sırası geldiyse çıkıp oynasın. Sahada en iyisini yapsın. Ama hafta başından ben nasılsa ilk on sekizde yokum, on bir oynamıyorum düşüncesi en azından futbolcularda oluşmasın. Bunu sağlamaya çalışıyoruz. Bu hafta Kartal maçından 5 tane oyuncumuz oynamadı. Geçen hafta 4-5 oyuncumuz oynamadı. Tabiî ki amacımız, hedefimiz oyuncularımızı rencide etmek değil. Hepsinden en iyi verimi sağlamaya çalışıyoruz. Onun içinde değişik oyuncularla oynuyoruz. Oyuncularımızı oynatmasak, hazırlama şansımızda yok. Dolayısıyla oyuncularımızı maçlarda hazırlamamız gerekiyor. Hep aynı on birle oynadığımız zaman, dışarıda kalan oyuncularımızın da oynama şansı kalmıyor. Denizlispor maçından oynayan takımdan belki, Konyaspor maçında 3-4 kişi olmayabilir. Bunlara alışık olmamız lazım. Kısıtlı kadrosu olan takımlarda hep aynı on bir ile oynamak doğru olabilir. Onların çok fazla değiştiremeyeceği pozisyonlar olabilir. Ama bizim kadromuz, geniş bir kadro. Birçok oyuncumuzda birinci lig'de oynamış kaliteli oyuncular. Dolayısıyla bu oyuncuların ne oynamasının gerektiğini anlattığımız zaman, antrenmanlarda gösterdiğimiz zaman algıları da çabuk oluyor. Dediğim gibi üç hafta da farklı farklı on birlerle oynadık. Oyuncularımızı ayakta tutabilmek adına, bizim başarımızda, değişik değişik oyuncuların katkı sağlaması adına, geniş kadromuzla bunu yapmamız gerekir. Yoksa diğer oyuncularımızdan hiç birisinden faydalanma şansımız yok.'
1831 kez okundu.
Spor Hukuksuzluğu: E-Bilet
Av.Burak MENGÜ 12.06.2014 21:17
''ÖZEN''Lİ ÇALIŞMANIN SONUCU ...
Cengizhan Sevindik 13.06.2014 00:11
1 Günde ne yapıyorum?
Canan AKARCA KUZU 12.08.2014 22:24
Boluspor Bunu Başarırsa İlk Altı İçin Söz Sahibi Olabilir
Namet Ateş 05.02.2015 21:24
Tüfekçi ve Boluspor !
Fatih GÜNDÜZ 05.10.2015 22:04
İyi Futbol Kötü Skor Samsun
Yazı Yorum 25.02.2016 00:24
RUS RULETİ
Rıdvan ALAYLI 07.12.2017 10:21
“YEKTEN”...
Hüseyin TAYŞİ 09.12.2018 20:04
Alt tarafı bir arma değil mi?
KONUK YAZAR 06.11.2019 19:52
BU LİGİN SEFİRİ
Fahri GÜNDÜZ 10.07.2022 00:43
Konsantre ve Konserve Oyuncular
Mustafa Nuri Gürsoy 15.10.2022 16:22
Görev Bizde!
Ahmet ÇETİNLİ 18.02.2024 20:09