“İNANIRSAN YARISINI BAŞARIRSIN”

28 Mart 2018

Boluspor’ın başarılı defans oyuncusu Alim Öztürk, bilinmeyen yönlerini kırmızı beyazlıların resmi dergisine anlattı. Öztürk ile yapılan keyifli röportajdan satır başları şöyle: Hollanda’nın...

Boluspor’ın başarılı defans oyuncusu Alim Öztürk, bilinmeyen yönlerini kırmızı beyazlıların resmi dergisine anlattı.

Öztürk ile yapılan keyifli röportajdan satır başları şöyle:

Hollanda’nın Alkmaar kentinde doğdum, küçük bir şehir, 1992’de dünyaya geldim. Eskiden anne ve babam Hollanda’ya gitmişler ve orada çalışmaya başlamışlar. Bir ablam ve iki ablam var, dört tane pırıl pırıl çok güzel yeğenlerim var. Hepsi Hollanda’da yaşamlarını sürdürüyorlar.

“9 YAŞIMDA FUTBOLA BAŞLADIM

Dokuz yaşımda yaşadığım kent Alkmaar’da küçük bir şehir takımında futbola başladım. 4 sene orada oynadım, daha sonra 2. Ligde olan bir takıma geçtim. Hellas Sp.Jgd’de 15 yaşıma kadar futbol oynadım, daha sonra 1 yıl başka bir amatör takıma gittim, Groningen ancak yüksek seviyede futbol oynayan bir amatör takımdı. Oradan da FS altyapısına gittim. Oraya beni Hollandalı futbolcu Kuman’ın babası aldı. 2 sene altyapısında oynadım, devam etmeme kararı aldılar. Bu benim için sürpriz oldu. Çok iyi bir sezon geçirmeme rağmen olmadı ancak hayırlısı böyleymiş. SC Cambuur diye bir takım vardı 2.Lig’de orada idmanlara başladım, beğendiler, aldılar beni. Orada 19 yaşımdayken profesyonel yaptılar. 20’ye yakın karşılaşmada görev aldım, devre arasında Türkiye’ye transfer oldum, Trabzonspor’a. Tolunay Kafkas vardı o zaman Trabzon’un başında. 2013 senesiydi, 3.5 senelik bir sözleşme yapmıştım Trabzon’la. Trabzon’un o sıralar sıkıntılı bir dönemi vardı, Tolunay hoca ayrıldı, gençtim, fazla şans verilmedi, anlayışla karşıladım. Yaz dönemi Tolunay hoca gönderildikten sonra hoca değişikliğiyle beni de 1461 Trabzon’a gönderdiler kiralık olarak. Orada kendimi iyi hissetmemem sebebi ile sözleşmemi tek taraflı feshettim.

“İSKOÇYA’DA ŞAMPİYONLUĞU YAŞADIM”

Buradan ayrıldıktan sonra İskoçya’ya gittim. Hayatımın en iyi kararıydı. İskoçya’nın 3. En iyi takımı diyebilirim Hearts için,  Glaskow Rangers ve Celtic’ten sonra. Kendi evinde Hearts takımının 17 bin kişilik bir stadı var,  her maç full çeken bir atmosferde çok keyifli ve zevkli müsabakalarda görev aldım. Türkiye’de futbola savaş gibi, kavga gibi bakıyorlar, aslında futbol bir zevk işi, spor dalı. İskoçya’daki dönemde 2. Lig’de oynarken çok genç ve dinamik bir takımımız vardı, şampiyonluk havasına girmeden sadece futbolu yapmamız gereken en iyi iş mantalitesiyle yerine getirmeye çalışan bir grubumuz vardı. O sinerjiyle mart ayında iki ay önceden şampiyon olduk. Orada çok iyi bir ortamda süper bir sezon geçirdim. Beni çok sevdiler orada, ben de orayı çok sevdim ve 2. Senemde orada kaptanlık yaptım. Benim için onur vericiydi, 22 yaşımda üstelik yabancı olarak öyle bir ülkede biraz zor. Orada bana hiç yabancılık çektirmediler, Süper Lig’i olan Premiership’de genç yaşımda süper bir ortam yaşadım. Sezonu 3. Bitirip Avrupa Şampiyonası’na gitmeye hak kazandık, ön eleme oynadık, 1.tur geçtik, 2.turda elendik ancak bizim için güzel bir tecrübeydi.

“BOLUSPOR MACERAM BAŞLADI”

3 sene sonunda sözleşmemi uzatmak istediler, ben de istedim açıkçası ama anlaşamadık. Anlaşma yapılmayınca ayrılmaya karar verdim ve Boluspor macerası başladı benim için. Boluspor’un başında Fuat Çapa vardı. Kendisi de benim dilimi konuşuyor Hollandaca, orada doğup büyüyen biri. Buraya gelmemi biraz daha etkiledi. Çevreme ve tanıdıklarıma Boluspor’u sordum, hatta 1461 Trabzon’dayken Boluspor’la oynamıştık ve hatırlıyordum Bolu’yu. Buradaki maçta atmosfer çok iyiydi ve gece maçıydı, o maçta da oynamıştım. Biraz araştırdım sordum ve iyi ki gelmişim diyorum. Burada insanlar çok iyi, keyfim yerinde, Türkiye’de nadir borçsuz kulüplerden biri Boluspor. Bizim burada aslında sadece taraftar desteğine çok ihtiyacımız var. 1.5 senelik bir sözleşmem var, bu sene bitiyor. Herkesin hedefleri vardır, benim de hedefim hep birlikte Süper Lig’e çıkabilmek. Boluspor’un bir üst lige çıkması sonuçta herkese bir kazanım sağlayacaktır.

“MAÇ SAATLERİ SEYİRCİ AZLIĞINA ETKEN OLABİLİR”

Maçlarımız bazen 13.00’de, bazen 16.00’da, bazen de hafta arası oluyor. Belki seyirci azlığı bunda da bir etken.  Passolig’in seyirci azlığı ile herhangi bir ilgisinin olduğunu zannetmiyorum. Çünkü internetten dahi bunu yapabiliyorsunuz. Biz her zaman daha fazla seyircinin önünde oynamak isteriz. Onların coşkusu bizleri sahada daha farklı kılacaktır. Keşke dolu tribünler önünde daha heyecanlı, daha güzel atmosferli bir ortamda oynayabilsek. Taraftarla keşke daha fazla bütünleşebilsek, iyi zamanlarda da, kötü sonuçlar aldığımız zamanlarda da. Biz onlardan sürekli destek bekliyoruz. O destek bizlere pozitif enerji verecek.

“İNANIRSAN YARISINI BAŞARIRSIN”

Bu sezon başında aslında çok talihsiz bir giriş yaptık. Kendi adıma konuşmam gerekirse, ilk maç cezalıydım, sonra bir hastalık dönemim oldu. Pek oynayamadım, ayrıca çok sakat oyuncumuz ve cezalı oyuncumuz vardı lig başladığı zamanda. 9 sakat oyuncu, herkesin kasıkta bir yırtık, o da bence idman yaptığımız saha ile alakalı. Çünkü zemin çok iyi değil, çalışmalarımız ise çok sıkı yapılıyordu. Başka bir sebep olamaz, orada bir şanssızlık yaşadık. O aralar bu takım küme düşer mi diyenler dahi olmuştu. Ben etrafımdaki herkese olumlu yanaşmalarını, fazla stres yapmamalarını hep aşılamaya çalıştım. Kadromuz geniş ve tecrübeli arkadaşlarımız mevcut. Bizler o şanssızlık döneminin aşılacağına inanıyorduk ve şimdi o yaşadığımız dönemde kaybettiğimiz şanssız puanlara üzülüyoruz. İnanırsan yarısını başarırsın. Son 12-13 maça bakılınca Boluspor ligde lider gözüküyor.

“HEDEFİMİZ BELLİ”

Hedefimiz Süper Lig, bizler bunu başarabilecek bir kadroya sahibiz. Taraftarlarımız şunu bilmeliler ki, maç kaybettiğimiz zamanda bizler en az onlar kadar, hatta daha da fazla bunun üzüntüsünü yaşamaktayız. Kimse zannetmesin biz maç kaybettiğimizde umurumuzda değil diye. Öyle bir şey kesinlikle yok. Kazanmak hepimize kazanım getirir, Bolu’ya, şehrimize, yönetimimize, teknik heyete, futbolcuya, herkese kazandırır. Biz maç kazanınca, ligi üst sıralarda tamamlayınca transferler dahi farklı olur. Bu bizim mesleğimiz, en iyi şekilde yapmaya çaba gösteriyoruz.

“KÖTÜ ZAMANIMIZDA DA YANIMIZDA OLSUNLAR”

İç saha maçlarında bilakis seyircimiz puan ve puanlar kaybettiğimizde bizim arkamızda dursunlar. Biz maç oynarken bizlere kötü tezahüratlar yapmasınlar. Bu taraftar içinde bu kötü tezahüratı yapanlar az bir gruptur, onları konuşmamalıyız zaten. Boluspor Bolu’nun takımı, kötü gidişat da olabilir ama sadece iyi sonuçlarda takımı desteklemek kimseyi taraftar yapmaz. Taraftar he zaman takımının yanında olanlardır. Bir insan 6 sefer düşer ancak 7 sefer kalkmalıdır. Ona el uzatmak lazımdır. Bu hayatın her yerinde böyledir. Biz desteği aldığımızda zaten takımı etkiliyor. Bizler onların bize verdiği enerji hepimize gaz verir. 1-0 geride olduğumuzda veya 1-1 berabere götürdüğümüz karşılaşmalarda biz o zaman onların pozitif desteklerini daha çok beklemekteyiz. Vücut belki yok diyor o anlarda ancak seyirciden gelebilecek bir pozitif tezahürat bizlere bir kıvılcım vererek maçı çevirmemize neden olabiliyor.

“TAKIM İÇİNDE AİLE ORTAMI MEVCUT”

Takımımız içinde tam bir aile ortamı var. Hiç sıkıntılı bir durumumuz yok. Oynayan, oynamayan herkes sevgi ve saygı içinde. Herkes çizgisini zaten biliyor. Tesislerde durum bu ancak sahaya çıktığımızda öyle yok. Olamaz da. Sahada herkes birbirini uyarır, elinden gelen mücadelenin bir fazlasını vermek için çaba gösterir. Yani sahada abi veya kardeş yok. Orada bizlerin oyun esnasında göremediğimizi diğer gören arkadaşımız ve kardeşimiz söyler. O maç esnasında, o adrenalinin tavan yaptığı anda söylenenler, sadece takım için uyarılardır. Olması gereken de budur zaten. Takımdaki hava ve ruh çok iyi. Her zaman geçmiş maçları dersler çıkarıp unutmalı ve bir sonraki maçlara daha iyi konsantre olmalıyız. Ne rakip, ne de hakemlerle uğraşmamalı sahaya çıkınca sadece görevimizi yapmalıyız. Erzurum maçını iyi oynamadık ancak nizami bir golümüzü de hakem göremedi, yanlış değerlendirdi, berabere kaldık. Olumlu olarak bakarsak da yenilmedik, bir puanla yetindik. Böyle şeyler olabiliyor. 11 maçlık bir periyodumuz var. İnşallah sonunda şampiyonluk ipini göğüsleriz. Taraftarlar kesinlikle şunu iyi bilsinler ayaklarımız kesinlikle yere basılı. Kimse kendisinden fazla havalarda değil. Şans faktörü de yanımızda olursa biz bunu başarırız. Nasıl Erzurum maçında iyi oynayamadığımızı kabul ediyorsak Ümraniye maçında bir o kadar müthiş tek kale oynadık ancak şanssız bir şekilde kaybettik. Futbol böyle tuhaf bir oyun.

“AİLEMİ HEP ÖZLÜYORUM VE YAZIN İNŞALLAH DÜĞÜNÜM VAR”

Ailemle, anne-babam ve kardeşlerimle telefonda görüşüyoruz. Annem bazen geliyor Hollanda’dan. Hatta bu hafta buraya geliyor, pazartesi İstanbul’da olacaklar, birkaç gün de olsa özlem giderebileceğiz inşallah.  Yeğenlerimle görüştüğümde o kadar çok mutlu oluyorum, bana o kadar iyi geliyor ki, anlatamam bu güzellikleri. Anneyi görmek başka, abamla birlikte geliyorlar. 2-3 gün aradan geçmiyor ki yeğenlerimi arıyorum. Çok özlüyorum onları. Yazın inşallah düğünüm olacak, şu an nişanlıyım. O da Hollanda’da yaşıyor. Türk, aynı benim gibi gurbetçi. İnşallah düğünümüz orada olacak, bakalım Boluspor’la önümüzdeki yıl için sezon sonunda anlaşırsak burada hayırlısıyla her şey olacak.

“TESİSLERİMİZ SÜPER, HOLLANDA VE İSKOÇYA’DA BU TÜR TESİS YOK”

Tesis yönünden kulübümüz gerçekten çok iyi. İskoçya’da veya Hollanda’da böyle bir sistem yok. Tesislerden yararlanma da yok. Burada yeni yeni yapılanmalar yeni ek sahalar yapılmakta. Burada tesislerde yukarı katlarda her oyuncu için odalar var. Yurt dışında bu iş öyle değil. Yurt dışında sadece soyunma odası, idman sahaları, başka hiçbir şey yok. Buradaki gibi oyuncuların kalabileceği tesis yok. Mesela cumartesi maçın olduğunda 1.5 saat öncesi kulübe geliyorsun hepsi bu. Öyle bir gün önceden toplanıp tesiste kalma diye bir şey yok. Orada disiplin farklı. Herkes işine saygılı olmak durumda. Ertesi gün maçın olduğunda fazla abartılı bir şey yapamazsın. İstirahatini edeceksin, uykunu alacaksın, maç günü öncesi yediğine - içtiğine özen göstereceksin. Bizim Türk milleti olarak yapımız daha farklı, öyle bir durumda futbolcuyu boş bırakmamak belki ülkemizde daha doğrudur. Boluspor gelişen bir kulüp, yavaş yavaş her şey daha da iyileşiyor, örneğin kulüp binası önünde yeni ısıtmalı bir saha daha yapılıyor. Her şey burada çok iyi ve kaliteli.

“TARAFTARLAR İNANSINLAR VE GÜVENSİNLER”

Taraftarlar bize inansınlar, güvensinler, hep birlikte hepimizin amacı Allah’ın izniyle en azından bir play-off, daha sonrasında ise hayırlısıyla Süper Lig. Kim bilir belki ilk 2’den direkt çıkarız. Hedefimizden asla şaşmadık, bundan kimse şüphe duymasın, tabii ki mücadelemizi sonuna dek sürdüreceğiz ve bizler futbolcular olarak inanmışız, bunu başarmak için de tüm gücümüzle çabalayacağız.

1583 kez okundu.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun!

Yorum yazın

Yorum ekleyebilmek için üye girişi yapmanız gerekiyor
  • Yorumcuların Dikkatine...
  • İmlası çok bozuk,
  • Büyük harfle yazılan,
  • Habere değil yorumculara yönelik,
  • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
  • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
  • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen yorumlar
  • KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
  •  
  • Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.
0.032925128936768