O YÜZDEN BU YÜZDEN ÇIKARIZ İNŞALLAH BU DÜZDEN

7 Ekim 2019

 Boluspor özgün ve düzgün kadrosunu arıyor.
Bulur şartlar olgunlaşır,
Bulutlar dağılır, güneş açarsa.
Boluspor ileride adam olur.
Milli ara.!
Milli parklara yaramaz.
Onlar zaten; 7/24 yaban hayatı korumanın peşinde.
İşleri gereği antrene olmuşlar.
Takım olarak hazırlar.
Doğa ile entegrasyonları ise tastamam.
4915 sayılı Kara Avcılığı Kanun ve Yaban Hayatı Koruma ve yaban hayatı geliştirme sahaları yönetmeliğini, takım ruhu ile birleştiren milli parklar.  
Ayı popülasyonunun artmasına vesile oluyor.
Nitekim.!
"Yürü ayı kim tutar seni" şehirlerde de itibar görmüş;
Bu dıştan sevimli asosyal hayvanlar ve yaban hayatı, bu ilgiden hayli memnun olmuştur ki; şehre göç etmeye durmuştur.    

XXX

Ayıları,
1988 yılında yönetmen Jean-Jacques Annaud tarafından çekilen Amerikan Fransız ortak yapımı The Bear filminden bu yana severim, sayarım, saygı duyarım.
Müthiş duygusal ve savunmacıdırlar.
Dayı olduğum için bilirim.
"Köprü, dayı, ayı" üçlemesi tek kelime ile berbat bir deyimdir.
Ayıların lügatında böyle bir cümle yoktur.
Onlar bugüne ayakları ile değil pençeleri ile gelmişlerdir.
Bir dere balık,
Bir kovan bal onlara yetmeyebilir.
Doymak nedir bilmezler.
Sezon bitince uyurlar.
Sezon açıldığında gözlerini dört açarlar.
Alt yapılarına, nesillerine karşı çok hassastırlar.
Ayı mahlukatı genleri itibariyle ağzına çalınan bir tutam bala itibar etmez.
O yüzden ayının çomakla falan işi olmaz.
Kovana direk dalar.
Balı avuçlar ve yer.

Paylaşmayı ve paslaşmayı sevmezler.
Sonuca odaklı çalışırlar.
 
XXX

Neler saçmalıyorum.?
Spor yazısı ile başladığım yazıyı ne hallere getirdik.

İşin esası bu hafta yazmaya hiç niyetim yoktu.
Bu futbol işinden nefret etmeye başladım.
Okudukça,
Dinledikçe,
Gördükçe,
Duydukça kendimden şüphe etmeye, aynadan utanmaya başladım.
Bu ne ya..
Derede bir sürü somon balığı; öleceklerini bile bile suyun başına yumurtlamaya gidiyorlar ya.!!
İşte tam o sırada sezonu açan ayılar tarafından itlaf edilmeleri yok mu.

Hele ağır çekimde izlerken.!!!
Bitiyorum o an.!
Zevkten değil..
Somon balığına duyduğum saygıdan.
Yoksa balmış kovanmış hikayesi işin..
Somon meselesi mühim hadise..
Dersler var orada..

XXX

Futbol maçları da doğal alanlarda yapılsa.
Organik olsa mesela.

İçinde yönetici olmasa,
Teknik direktör olmasa,
Hakem olmasa,
Yayıncı kuruluş olmasa.
VAR olmasa.
Yan hakem olmasa.
Dördüncü hakem hiç olmasa.
Kural mural olmasa hiç.
Para olmasa.
Pul olmasa.
Boncuk moncuk versek yani.
Kongre mongre olmasa.
Ormanın kralı gelse racon kesse.
Bu kış sen, yazın ben dese.
İlkbaharda el ele tutuşsak.
Sonbaharda yaprak kurutsak.

Hep kardeş olsak.
Reklamlar olmasa..
Balıklar olsa.
Çiçekler böcekler gırla gitse.
Elimizden bir gökkuşağı salsak,
Çiğdemler kalsa toprağında, çiğ'leri toplasak yapraklarından.
Kaplumbağadan daha ağır bir abi olsak.
Tavşan bacaklarımızdan utansak.
Ağaçlara sarılsak, sarmaşıklara inat.
Bir kere olsun kendi kalemize bi gol atsak.
Doksanlardan çıkaramasak.
Mütebessim yüzü, alaycı bakışı ile Turist Ömer çıksa dese ki;
-Buda mı gol değil be.!!!

XXX

Bi kendimize gelsek.
Yönetim kendine gelse.
Teknik heyet kendine gelse,
Futbolcular kendine gelse.
Taraftar kendine gelse.
Şehir gelse.
Biz gelsek.
Hele bir gelsek..
Bir takım olabilsek.
Her şey tamam olacak.
Bir de.
Giden geleni aratmasaydı.  
Gelen gidene

"Bu takımın hali ne"
"Bu fiziki yetersizlik neden" diye sorulur muydu.?
O yüzden.!
Bu yüzden.!
Çıkarız inşallah şu düzden.

2348 kez okundu.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun!

Yorum yazın

Yorum ekleyebilmek için üye girişi yapmanız gerekiyor
  • Yorumcuların Dikkatine...
  • İmlası çok bozuk,
  • Büyük harfle yazılan,
  • Habere değil yorumculara yönelik,
  • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
  • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
  • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen yorumlar
  • KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
  •  
  • Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.
0.30622982978821