OSMAN ÖZKÖYLÜ'DEN ORGANİK KADRO

29 Eylül 2019

Boluspor İstanbulspor maçını, basına ayrılan camlı bölmeden izledim.  
Karşılaşmaya da.!
Passo Mobil ve NFC teknolojisini destekleyen, Android telefonumun NFC (Near Field Communication) sistemi ve QR kodunu okutarak, Wip'den girdim.
Çok itibarlı ve rahat bir şey.
Muhatap olduğunuz hiç kimse yok.
Kafa karıştırıcı, moral bozucu hiç bir ayrıntı da yaşamıyorsunuz.
Mevzu tamamen kullandığınız alet ile sizin aranızda geçiyor.
Sistemi aç, hizala, okut ve geç.
Bu teknoloji.!!
Daha işin başında sizi rahatlığa, bir galibiyet duygusuna doğru sevk ediyor ki.!!
Daha içeri girmeden liderlik hissine kapılıyor,
Nefsimize bir hane daha açarak o muazzam kapıyı aralıyorsunuz.
Bunun yanı sıra.!!
Teknoloji ile cepte sandıklarımızın, sahada yerle yeksan olmasından üzüntülü,
Hayal dünyasından uyanmama vesile olan sonuçlardan son derece muzdaripim.
Akıllı telefonlardan kaynaklı beter bir his bu.

XXX

Akıllı telefonlar.!!!
Ne kadar akıllı, ne kadar çekirdekli olurlarsa olsunlar.
İnsan faktörü çok mühim tabii.
Sistemi bulanlar ile uygulayanlar arasında inanılmaz uçurumlar var.
Seni beni düşünen yok.
Şehri, kenti, kasabayı, rengi, ruhsarı, sevinci, kederi, alın teri ve emeği, liyakatı düşünen ise hiç yok.
Teknoloji, hızı ve hırsı  ile insanı kendine esir etmeye devam ediyor.
Var sistemini icat eden insan.!!
İşin içinden çıkamayan da insan.
Telefonlara çağ ve ip atlatan beşer.!
İş kullanmaya gelince şaşıyor, şaşkına dönüyor.
Futbol bile bilmediğimiz kılıklara girdi de gidiyor.
Kendi kılığımızdan, kılıfımızdan, aklımızdan, bilgimizden şüphe etmeye başladık.
Futbol gibi çok basit bir oyun, nasıl içinden  çıkılmayacak hallere giriyor.

Futboldan, taraftardan, sizden bizden nasıl gittikçe uzaklaşıyor anlamış değilim.
O basit herkesin bildiği futbol, nasıl akıl ötesi, nasıl bilim ötesi, nasıl insan ötesi, nasıl bildik ötesi olabiliyor bilemiyorum.
Ve Fakat.
Akıllı telefonlarımız sistemi itibariyle ne kadar çekirdekli olursa olsun.
Oyuncular sahada her manada ciğerli, teknik hocalar da akıllı telefonlar gibi en az sekiz çekirdekli olacak.
Ciğerli değil de.!  
Safrası varsa.!
Kalbi, yüreği yoksa.!!

Tuşlu telefonunu eline verecek; onu ALO'suyla baş başa bırakacaksın.

XXX

Boluspor İstanbulspor karşılaşmasında bir kalecinin ne kadar mühim olduğunu bir kez daha gördük.
Hakan Canbazoğlu'nun stoperleri ile ceza sahası içinde ve yakınlarında oynama lüksü ve riski maalesef golle sonuçlandı.
Hakan Canbazoğlu, "kale atışında futbolcular, eski kurala göre topa ceza sahası dışına çıktıktan sonra müdahale edebiliyordu. artık ceza sahası dışına çıkmasını beklemeden oyuncular topla buluşabilecek" kuralını golden bir kaç dakika öncede avantaja dönüştürmek istemiş, pahalıya mal olacak pozisyon ucuz atlatılmıştı.
Yeni kurallar şunu yazıyor; "kale vuruşu esnasında top açıkça hareket ettiğinde oyundadır. ceza alanını terk etmesine gerek yoktur"
Hakan Canbazoğlu gibi penaltı cambazı bir kalecinin ceza sahası civarlarında akrobasi hareketleri, stoperlerlerle oynaşması pahalıya mal oldu.
Bu ucuz gol her şeyi perişan etti.
Büyük bir hayal kırıklığı yaşandı o anda.
Rakip İstanbulspor'un kalecisi Alperen Uysal'ın penaltı kurtarışı ise vakıa'nın tuzu biberiydi.
Rydell Poepon'un bir önceki lig karşılaşmasında attığı penaltıdan, kopyala yapıştır yapmasını yadırgadım.
Bu golü herkes akıllı telefonlarına kaydetmiş,
Sosyal medyalarında yayınlamış,

Rakip teknik heyet muhtemelen kalecisine bunu fısıldamışken copyright (telif hakkı) fikrinde ısrarcı olmanın ne manası vardı.

XXX

Boluspor İstanbulspor karşılaşması..
Taraftar, yönetim, basın, teknik heyet, futbolcular ve şehir olarak beklentisi yüksek bir karşılaşma idi.
Karşılaşmaya geçen haftalara göre çok, genel itibarla az sayıdaki taraftarın, karşılaşmanın başından itibaren destek vermesine sevinirken,
Oyunun bitimine dakikalar kala hep birlikte sahadan üzgün olarak ayrılmalarına çok üzüldüm.
Para ile alınan hizmetin olduğu yerde müşteri memnuniyeti esastır ve müşteri daima haklıdır.
Taraftar futbolun müşterisi ise.!!!  
Taraftarı memnun etmenin yolları mutlaka aranmalı ve bulunmalı..

Sahadaki oyun tez zamanda tanzim edilmelidir.
Geçtiğimiz hafta Boluspor vitrinindeki Giray Bulak ile yollar ayrılmış,
Taze teknik Hoca Osman Özköylü ve heyeti ile anlaşılmıştı.

Sahadaki malzeme ve oyuncu kadrosu aynı olunca ne yapılacaktı.
Ya ısıtılacak,
Ya da,
Ürünlerin yerleri değiştirilecekti.
Nitekim..
Osman Özköylü; Boluspor'un orjinal kadrosu içinde, organik değişiklikler yaptı.
Onu ordan aldı oraya, oradan aldı oraya koydu.! Kendi özgün futbol düşüncesinde organik bir kadro kurdu.
Hayrullah Bilazer, sağ bek.(G.B ile orta saha)
Sincere Seth stoper önü (G.B. ile sağ bek) olarak görev aldı.
Sol açık kanat görmeye alıştığımız Mustafa Durak'ı onuncu dakikadan itibaren ofansif orta saha, hatta gezgin ve de Bilal Kısa'ya yakın oynamasını da hocanın hanesine yazıyorum.

XXX

4 2 3 1 sistemi karşılaşma içinde çok değişkenliğe uğradı.
Bilal Kısa mental ve fizik olarak yeterli değil ve bu onu ziyadesiyle üzüyor.
Oyundan geç alınması, hem takım adına hem onun adına hem de taraftarın tepkisi noktasında iyi olmadı.
Umut Gündoğan sahadaki oyun ve oyuncu performansına baktığımızda oyuna geç dahil edildi.
Sincere Seth veya Dodo değişikliğinde Umut Gündoğan oyuna alınmalıydı.
Sonra bu gençler nerede.
Mutlu Güler ve Ali Shukurov.
Sakatlıktan yeni çıkmış Melih Okutan'a bu kadar yüklenmenin yapılması yanlış.
Kazanalım derken kaybedebiliriz de.
24 Eylülde kupa maçında120 dakika oynayan Melih Okutan'ı üç gün sonra zorlu bir karşılaşmada ilk on birde oynatmak.
Üstelik  skora katkı sağlayabileceği bir süreçte oyundan çıkarmak şık olmadı.
Eğer futbolcuyu süre olarak kollayacak, yorgunluğunu düşüneceksek sonradan oyuna almak daha akılcı olurdu.

XXX

Osman Özköylü devre arasında futbolculardan önce kulübeye yönelmedi.
Tek tek futbolculara moral vermesi, destek olması, temas etmesi kıymetli dokunuşlardı.
Futbolcularını hedef göstermedi.
Bunu ima edecek bir tek harekette bulunmadı.
Basın toplantısında;
"...Ne olursa olsun ben bu takıma çok inanıyorum.
Oyuncularıma çok güveniyorum.
Onlarla beraber bu takımı kaldırabileceğimizi düşünüyorum.
Taraftarımıza da ilerleyen haftalarda çok iyi bir Boluspor izlettireceğimizi söyleyebilirim.
Ortada çok kaliteli bir takım var."..........
diyerek genel bir tespit yaparak mühim mesajlar verdi.
Hiç bir futbolcusunu ortaya, ateşe atmadı.
Sorumluluğu üzerine almış gibiydi.
Ancak Osman Özköylü Hoca kafamı karıştıran bir cümle kurdu.
" İkinci yarı maalesef oyundan fiziksel olarak düştük. Takımımızın en büyük sorunu fiziksel yetersizlik."
 Akıllı telefonuma sordum..
Türkiye liglerinde yeni göreve gelen hocaların çoğunluğunun böylesi savunmalar yaptığına ben de şahidim diye yazdı.
Şu akıllı telefonlar çok uyanık ve çok akıllı..
Onlara karşı çok mahcubuz çok.!

Akıllı telefonuma not düştüm.
4 Ocak benim doğum günüm, aynı zamanda TRANSFER  gününün başlangıcı..
Kendim için değil amma.!
Bir yıl daha yaşlanma pahasına da olsa.!! o günü transfer gününü halatla çekiyorum.

2876 kez okundu.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun!

Yorum yazın

Yorum ekleyebilmek için üye girişi yapmanız gerekiyor
  • Yorumcuların Dikkatine...
  • İmlası çok bozuk,
  • Büyük harfle yazılan,
  • Habere değil yorumculara yönelik,
  • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
  • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
  • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen yorumlar
  • KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
  •  
  • Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.
0.04191517829895