PTT 1’İNCİ LİGDE HAFTANIN GÖRÜNÜMÜ

3 Eylül 2013

PTT 1. Lig'de 3. hafta tamamlandı. Haftayı yine son dakikalarda bulduğu golle puan alan İBB lider kapatırken, Balıkesirspor'un henüz tescil edilmeyen Fethiyespor galibiyetini...

PTT 1. Lig'de 3. hafta tamamlandı. Haftayı yine son dakikalarda bulduğu golle puan alan İBB lider kapatırken, Balıkesirspor'un henüz tescil edilmeyen Fethiyespor galibiyetini de hesaba kattığımızda kayıpsız tek ekip olduğunu görüyoruz.

 

Geçen haftaya oranla daha çok gole sahne olan ligde, Adanaspor ve Fethiyespor hala puan alabilmiş değil. TRT'nin mükemmel yayın anlayışından ötürü, pazar akşamı 20:00'de tam 4 maç birden yayınlandı PTT 1. Lig'de. Bu maçları artık elimden geldiği kadar izlemeye çalıştım ama en azından dizilişlerin geçen haftaya göre çok daha doğru olduğunu söyleyebilirim. Bölük pörçük maç izlemek çok hoş değil, internetten donan linkte izlemek ise hiç hoş değil. TRT’ye bir defa daha sitem edelim. Haftanın olayı, iki dakikada üç kırmızı kart çıkaran Bucaspor-Tavşanlı Linyitspor maçının hakemi Abdülkadir Bitigen'in cesaretiydi (!). Kendisinin bu iki ucu keskin adalet anlayışını her maç sürdüreceğinden şüphem yok!

 

1461 Trabzon-Adana Demirspor: 1-1

Serin hava, Karadeniz manzarası, şahane goller ve iyi futbol. Fatih Stadyumu'nda güzel bir cumartesiydi. Evinde puan kaybetmeye çok alışkın olmayan 1461, geçen sezon Sinan Özkan'ın golüyle mağlup olduğu ADS'yi ağırladı. Tiryaki'nin yokluğunda Taha'nın çabukluğuna ve Barış Memiş & Jebrin İkilisinin dikine oyunlarına güvenmişti 1461. ADS ise Mehmet Eren ve Juninho'yu sürekli Rostand'ın çevresinde deplase ettirerek ağırsa 1461 savunmasını aşmaya çalışıyordu. Nitekim bunlardan birinde önünü açık bulan Mehmet Eren Boyraz nefis bir golle ADS'yi öne geçirdi. Golün hemen ardından maçın yıldızı Barış Memiş, yılın golleri arasına girecek bir füzeyle topu çatala gönderdi: 1-1. Maç boyunca inanılmaz ne gol pozisyonları harcandı. Taha'ya Yiğitcan'ın yaptığı hareket penaltı olabilirdi ve Rostand'ın 2 metreden üstten auta gönderdiği pas da ADS için büyük talihsizlikti. ADS bence biraz fazla ofansif oynuyor. Erçağ'ın ortaya destek vermeye çalışması da Efe & Gökay İkilisini orta sahada rahatlatmadı. Rostand ise çok ağır. Deplasmanda can sıkacak gibi bu durum. 1461 iyi oynadı diyebilirim. Özellikle Oktay ve Gökhan Alsan'ın hücumdaki etkisizliği üç puana mal

oldu. Sol bekte görev yapan Oğulcan Gökçe de fena değildi.

 

Gaziantep BŞB-Boluspor: 1-1

Kim derdi ki, ligin en renksiz takımı Antep Belediye gün gelecek ve yıldızlar karması olacak... Forvetteki fazlalık yine başlarına iş açacaktı bu maçta da. Abdullah Halman, Sinan Özkan, Emrah Kol, Erhan Şentürk ve Arif Şahin'in olmadığı bir ll'de bile 3 hücumcu vardı. Bunlardan Konan ve Serdar ileriye yakın oynarken, ikisinin de tipik santrfor olmadığı açıktı. Ramazan ve Ferdi ile kanatları kullanan GBB, ileri İkilisinin de kanat oyuncusu karakterinde olması neticesinde-tıpkı Samsunspor gibi-geçişken ve esnek bir hücum hattıyla oynadı. Ancak bunun üretkenlik getirdiğinden şüpheliyim. Ali Sakal ve Kenan İkilisine ortada Ramazan'ın destek vermesi de, Bolu ani ataklarında Deumi-Cihan Can İkilisinin arasına adam kaçırmalarına engel olamadı. GBB'nin çok büyük bir kontra atak yeme sorunu var ilk 3 hafta itibariyle. Boluspor ise, sağlam savunmasının önünde Fatih Şen ve Alp Ergin'i oynatarak, ileride çok değişken oynayan Dimitrov-İskender- Emrah üçlüsüne biraz daha yaratıcılık imkanı vermek niyetindeydi. Sol açık Emre de genellikle kanadında kalıyordu. Dimitrov'un, santrfor Emrah'ın çevresindeki aktif haline İskender Alın hiç ayak uyduramadı. Taktik tahtasında sağda görünen Dimitrov sürekli deplase olup dribling, ikiye bir veya şut ararken, ilerinde iyi alan yaratan ve boş koşuyu iyi yapan Emrah'ın ardına ikinci bir adam sokamamaları, Bolu'nun etkinliğini azalttı. Dimitrov'un frikiğine ters vuran Cihan Can, bu haftayı da hatasız geçmezken, ikinci yarıda oyuna giren Erhan Şentürk, takımına bir puanı getirdi. Boluspor'da son yıllarda hiç olmadığı kadar iyi bir takım oyunu ve disiplin var. Üretkenlik konusunda seviye atlamaları çok faydalarına olur. GBB ise dağınık ve kırılgan. Suat Kaya'nın sürekli değiştirdiği hücum hattında birkaç ismin kesinleşmesi ve forma bulamayanların takımdan ayrılması en akıllıca çözüm gibi görünüyor.

Mersin İdman Yurdu-Karşıyaka: 3-0

Mersin İdman Yurdu, Karşıyaka'yı terletti... İnanılmaz bir nem vardı Tevfik Sırrı Gür'de ve daha ilk yarının sonlarında bazı oyuncuların aşırı biçimde yorulduğu görüldü. Onur Kintaş'ı kesen Sait Reyiz, Mustafa Sevgi'yi sol bekte, genç Ali Kemal'i de sol önde görevlendirmişti. Sakat Tayfun Cora'nın yerinde de veteran Muhammet Özdin görev yapıyordu. MİY'da ise sol bekte Murat Kalkan kesik yemiş ve yerine aslında bir orta saha oyuncusu olan Nurullah Kaya geçmişti. İleride de Emrah Bozkurt'un yerine 24 yaşındaki Mahmut Temür görev yapıyordu. Maçın başlarında iki defa iyi gelen Kaf-Kaf, Caner ve Ofoedu ile golü bulamadı ve Ali Tandoğan'ın frikiklerine teslim oldu. İki Ali Tandoğan ortası neticesinde 2-0 olan maç, 55'te KSK adına bitmiş gibiydi. Önce sıcak hava, ardından da Raheem Lavval'ın şahane oyunu, İzmir ekibinin hamle yapmasına dahi imkan bırakmadı ikinci yarıda. Tamamen MİY üstülüğüyle geçen maçın kapanışı Kenan Şahin'in nefis plasesiyle gerçekleşti. Mersin İdman Yurdu henüz tamamlanmamış bir saray gibi. Biterse çok güzel olacak ama takım olunamazsa bir inşaat olacak kalacak gibi. Defansın soluna kesin bir transfer lazım. Forvetlerin de sezon boyunca aynı verimliliği sağlayacağından emin değilim. KSK ise deplasmanda bunları yaşayacak. Ars'ın yine kötü oynaması, aklıma oyuncunun dışında da sebepler aramak gerektiğini getirdi. Özellikle sol ön ve ofansif orta sahada görev yapan adamların da bir katkı vermesi şart. Caner Ağca, KSK'yı hedefe taşıyacak ofansif orta saha oyuncusu mu; işte ondan emin değilim.

 

Balıkesirspor-Denizlispor: 3-0

Balıkesirspor, evinde Denizlispor'u rahat geçti. Ev sahibi ekibin ligde kalıp kalamayacağını düşünen, başta ben ve benim gibilerin sanırım bir daha düşünmesi gerekecek. Bal-Kes gerçekten çok üstün bir oyunla rakibini bozguna uğrattı, attığından fazlasını da kaçırdı. Burada dikkati çeken birkaç husus var. Denizlispor'un Bülent Ertuğrul ve Simac ile oluşturduğu tandem, iç saha maçlarında işe yarayabilir ancak bu maç için doğru tercih gibi görünmedi. Özellikle çok atlet Karikari-Lalavvele İkilisine ikinci yarıda Burak Çalık gibi bir sprinter de eklenince, Denizli defansı geri dönüşlerde çok zorlandı ve fazlaca aksadı. Bence dış sahada Bülent Ertuğrul'dan defansın önünde, oyunu yavaşlatan ve mücadeleyi artıran oyuncu rolünde daha çok fayda sağlayabilirler. Lalavvele yine mükemmel oynarken, Denizlispor'da Kahe ve Fetai'nin statik oyunu kontra atak yakalama ihtimallerini iyice azalttı. Balıkesir'de genellikle ikinci yarılarda İlhan Depe'nin yerine oyuna giren Burak Çalık, önünde boş alan bulduğunda inanılmaz etkili oluyor. İki haftadır attığı ve katkıda bulunduğu goller dikkat çekici. Denizlispor'un ise umudu iç saha olacak gibi. Bu statik hücum hattıyla dışarıda kolay kolay gol bulamazlar. Sıkıntı sürüyor.

 

Samsunspor-Fethiyespor: 2-0

Hüseyin Kalpar ve 4-6-0? Hayatta olmaz diye bir şey yok cidden. Kalpar'ın ekibi, gerçekten enteresan kadro yapısı ve ligin başından beri oynadığı olumlu oyunla dikkat çekiyor. Görünüşe göre 4-4-2 olan takımda Aminu da, Ekhigo da tam santrfor stilinde değil. Ayrıca, orta sahadaki Serkan Çalık, Musa Aydın ve Erdem Şen'i sürekli ceza sahasına doğru boş koşturunca, hücumda çok esnek ve durdurması çok zor bir takıma dönüşüyorlar. Musa Aydın ve Serkan Çalık (bazen Musa Sinan Yılmazer) zaten 'sürpriz golcü' kimliğine uygun isimler. Yeni transfer Adilovic'in (1.91 m) gelmesiyle bu yapı değişecektir ama şu ana dek çok iyi işlediğini söyleyebilirim. Sağ bek Murat Akyüz'den yediği golün öncesinde Fethiyespor, top oynamaya çalışan bir görüntüdeydi. Yeni transferlerden Etoga ve Artun ll'de, Ali Dere ise kulübedeydi. Haftalar içinde oluşması muhtemel Artun-Ali Dere-Onur Okan bağlantısı, Fethiyespor'un kaderini çizecek kadar önemli olacaktır. Artun, iyi destek aldığı takdirde çok iş yapabilecek bir santrfor ve sırtı dönük oyunu iyi oynaması da takım adına büyük avantaj. Lâkin, ona yakın oynayacak adamların da etkinlik göstermesi şart. Fethiyespor'un sıkıntılı süreci biraz daha devam edecek gibi. Samsun'da ise asayiş berkemaL.

Bucaspor-Tavşanlı Linyitspor: 1-2

Tuhaf bir maçtı ve bitişi de maçın genelini aratmadı. Kemal Kılıç, geçen sezon Göztepe'nin başındayken son haftada canını yakan Tavşanlı Linyitspor'un karşısındaydı. Maçın başında Tavşanlı'nın iki haftadır dökülen beklerini değiştirdiğini gördük. Sol bekte Sakıp, sağ bekte de Batuhan kesin yemişti ve yerlerine Gökhan-Ahmet Topal İkilisi sahaya sürülmüştü. Bucaspor'da ise-neden bilmiyorum-Taha Can ve Mehmet İncebacak ll'de değildi. Ferhat Çıılcuoğlu-Nsalivva ile güçlü tuttuğu orta alanda bu kez Umut'a ofansif rol biçilmişti. İlk yarıda Bucaspor'un kesin bir üstünlüğü söz konusuydu. Umut ile gelen golün dışında, Atilla ile kaçan inanılmaz pozisyonlar da vardı. Tavşanlı Linyitspor'un ise derdinin bekler olmadığı ilk yarıda ortaya çıkmıştı. İlk yarıda hiçbir varlık gösteremediler. Tavşanlı'nın hocası Erol Tok, ikinci yarıda gemileri yaktı. Defanstan Nduka'yı çıkarıp, İlkay Demir ve Olorundare gibi hücumcuları oyuna sürdü ve gol için oynayacağını gösterdi. Kemal Kılıç ise, bilindik ezber değişikliklerine devam etti. Ard arda kaçan gollere ve artan Tavşanlı baskısına rağmen, her maç olduğu gibi yine BerkantTaşkıran'ı oyuna aldı. 70'ten sonra ise Buca'nın pili bitmişti. Ömer ve Henrique'nin akıl almaz bireysel hataları sonucunda gelen goller, Tavşanlı Linyitspor'a ligdeki ilk puanlarını getiriyordu. Uzatma anlarında iki dakikada Henrique, Nsalivva ve Zafer'i oyundan atan hakem de bu tuhaf maça imzasını atıyordu. Bucaspor, çok gol pozisyonundan yararlanamadı ve bireysel hatalardan yediği gollerle evinde mağlup oldu. Kemal Kılıç'ın oyuncu değişiklikleri ve hakemin yönetimi gerçekten iyi değildi. İki takım da sıkıntı içerisinde, Tavşanlı için görüşlerim değişmiş değil.

Şanlıurfaspor-Kahramanmaraşspor: 1-0

Besim Durmuş'un kumarı bu kez tutmadı. Geçen hafta Ankaraspor'u durduran düzeni aşağı yukarı tekrar deneyen Durmuş'un, yedikleri talihsiz golü çıkaracak bir hamlesi yoktu. Urfa'da istifa dedikoduları ayyuka çıkan Raşit Çetiner'in bu kez daha ofansif bir 11 sahaya sürdüğü görüldü. İsmail Haktan-Sercan Yıldırım-Yasin Avcı üçlüsü kağıt üzerinde iyi ancak verimde zayıf göründü. Maraş'ın 3-6-1 dizilişinde ileride tek adam olan Dabo'nun sadece top tutmaya yaraması ve etrafındakilerden Onur Berber dışında hücumda bir şeyler yapmaya niyetli birinin olmaması, takımın maçı neredeyse pozisyon üretemeden bitirmesine yol açtı. Defansif anlayış, alan daraltma, orta alanda baskı falan iyi güzel de; ligde kalmak için biraz da gol atmak gerekiyor. Bir penaltı ve bir de kornerden gelen golün dışında, Maraş'ın sezon içinde 'akan oyundan' da gol bulması lazım, duran topla bu sezon bitmez. Urfa'nın yorulmak bilmeyen orta sahası Alfred Sankoh'un inatla kovaladığı pozisyonda bulduğu gol, Maraş'ın ipini çekerken, karşılaşmada golleri bulmaya yakın taraf da Urfa'ydı. Sercan Yıldırım, çok parlak bir oyun sergilemezken, İsmail Haktan ve Yasin Avcı ile uyumsuz hali de dikkat çekti. Sedat Ağçay ve Sankoh'un ayakta tuttuğu Urfa, sadece önlem almaya çalışan Maraş karşısında kolay bir galibiyet aldı. Şu kalan 3-5 günde Maraş'ın mutlaka hücuma takviye yapması lazım, aksi takdirde sıkıntı büyük olur. Urfa ise 5 puanla üst sıralara ilerledi ama oynadıkları oyun, özellikle hücumda son derece doğaçlama ve düzensiz. Defans ve orta sahalarının düzenli olması, ilerideki kargaşayı tolere ediyor ama bir sezon boyunca bu mümkün olmayabilir.

Adanaspor-Manisaspor: 1-2

Adanaspor un dramı sürüyor. Aslında puan alabilecekleri bir maçtan yine mağlup ayrıldılar ve taraftar da yönetime büyük protestolarda bulundu. Manisaspor, yeni transferi Umut Sözen ile birlikte bir hayli ofansif biçimde sahaya çıkmıştı. İlk yarıda da bunun bedelini ödeyebilirlerdi. Murat Gürbüzerol ile sürekli yer değiştiren Perovic, hedef santrfor Simonek'in çevresinde pozisyon arıyor,, Umut ile Bekir'in ilk maçtaki uyumu ise dikkat çekiyordu. Adanaspor ise farklı bir 11 ile sahadaydı. Tiago, Ergin ve Ümit üçlüsünün sürüklediği hücumlarla özellikle ilk yarıda etkili ve düzenli hücum ettiler. Tiago Bezerra ile gelen gol de güzel bir takım oyununun neticesiydi. Manisaspor'un fazla cüretkar oyunu cezalandırıldı diye düşünürken, dört dakika sonra Bekir Yılmaz'ın frikiğinde top Ahmet Dereli'nin başına çarptı ve ağlarla buluştu. 1-1. İlk yarıda oyuna asılan Adanaspor, ikinci yarı başlarken bambaşka bir görünümdeydi. Dakikalar geçtikçe Manisa atakları artıyor, konuk ekip özellikle hızlı hücumlarla çok etkili geliyordu. Perovic'in boş kale yerine üst direğe vurduğu kafa, golün habercisi gibiydi. Adanaspor'un orta saha düzeni giderek bozulurken, savunmada özellikle ters kademede inanılmaz zaaflar gözleniyordu. 65'te gelen Perovic golü 3 puanı Manisa'ya getirirken, Adanaspor'un son çabaları da sonuç vermiyordu. Ercan Komutan'ın işi çok zor ve kesinlikle bu tablonun ilk sorumlusu kendisi değil. Takımda çok eksik var ve derhal 4-5 takviye gerekiyor. Defansta yapılan hatalar akıl alır gibi değil. Maça çok iyi başlayan Yiğitcan Gölboyu, akabinde çok bireysel hata yaptı. Orta sahada topu iyi kullanabilen adam sayısı az ve Tiago'nun güçlü olduğu anlarda hücumda etkililer. Transfer lazım. Manisa ise düzenli bir takım. Simonek'te halen bir ışık göremedim ama Perovic bu sene çok gol atacak gibi görünüyor. Genç savunmacı Ali Fırat Okur'u da tebrik ederim. Biraz daha az sertlik yaparsa daha iyi olacak.

Ankaraspor-İstanbul BB:1-1

90 dakika boyunca kaçan sayısız fırsat ve sonlarda gelen iki gol. 'Belediye Derbisi' ilginç geçti. Maça Vizio ve Pouga yerine Göksu ve Serdar ile çıkan Osman Özköylü, bilindik agresif hücum oyununu oynamak niyetindeydi. Tisdell ve Müslü ile desteklenen bu ikiliyle ilk yarıda etkili oldular. İBB'de ise Zeki Korkmaz'ın yerine Alattin Tosun ve Rızvan'ın yerine Veysel forma giydi. Takımın kalanı geçen hafta Buca maçında oynayan ll'dendi. İBB'de Doka'nın berbat oyunu ve Mehmet Batdal'ın sürekli geriye gelerek top alması neticesinde ileride çoğalmada sıkıntı yaşandı. Alattin- Mahmut-Ömer Can merkezinden de peki bir üretkenlik çıkmasını beklemiyordum, nitekim de böyle oldu ve Ömer Çan'ın üst direğe nişanladığı şut dışında ilk yarıda Ankaraspor ataklarını izledik. Tisdell'in Veysel'e karşı bir birdeki üstünlüğü ve Müslüm'ün sürpriz koşuları ile pozisyona giren ev sahibi ekip, Serdar Eylik'in iyi bir gününde olmaması nedeniyle burada üretkenliğini artıramadı. İkinci yarıda da senaryo değişmedi. Ankaraspor'un gol denemeleri sürerken, İBB teknik direktörü Cihat Arsalan, ofansif orta saha Ömer Can Sokullu'yu oyundan alıp, yerine Zeki Korkmaz'ı sahaya sürdü. Üç defansif orta saha ile oyunu tutma planı 85'e kadar işledi. Maç boyunca çok yıpranan sağ bek Veysel'in üzerine giden Dilaver, oyuna girdikten kısa bir süre sonra golü attı. Golün ardından İBB derhal bir santrfor oyuna sürdü ve biraz da tesadüfen attığı golle bir puanı kurtardı. Oynamak isteyen ile oynatmak istemeyenin maç da 1-1 sonuçlandı. İBB'nin oynadığı futbol çok renksiz ve fazla tedbirli. Cihat Arslan'ın bunu değiştirmesi gerek çünkü elinde ligin en iyi kadrosu var. Ankaraspor ise iyi mücadele etti ve galibiyeti kaçıran taraf oldu. Onlar adına olumsuz tek durum ise, hücumda zaman zaman sıkıntı yaşayacaklarının belli olması. Belki bir forvet almaları lehlerine olur.

 

 

2195 kez okundu.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun!

Yorum yazın

Yorum ekleyebilmek için üye girişi yapmanız gerekiyor
  • Yorumcuların Dikkatine...
  • İmlası çok bozuk,
  • Büyük harfle yazılan,
  • Habere değil yorumculara yönelik,
  • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
  • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
  • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen yorumlar
  • KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
  •  
  • Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.
0.028703927993774