PTT 1. Lig'de 3. hafta tamamlandı. Haftayı yine son dakikalarda bulduğu golle puan alan İBB lider kapatırken, Balıkesirspor'un henüz tescil edilmeyen Fethiyespor galibiyetini de hesaba kattığımızda kayıpsız tek ekip olduğunu görüyoruz.
Geçen haftaya oranla daha çok gole sahne olan ligde,
Adanaspor ve Fethiyespor hala puan alabilmiş değil. TRT'nin mükemmel yayın
anlayışından ötürü, pazar akşamı 20:00'de tam 4 maç birden yayınlandı PTT 1.
Lig'de. Bu maçları artık elimden geldiği kadar izlemeye çalıştım ama en azından
dizilişlerin geçen haftaya göre çok daha doğru olduğunu söyleyebilirim. Bölük
pörçük maç izlemek çok hoş değil, internetten donan linkte izlemek ise hiç hoş
değil. TRTye bir defa daha sitem edelim. Haftanın olayı, iki dakikada üç
kırmızı kart çıkaran Bucaspor-Tavşanlı Linyitspor maçının hakemi Abdülkadir
Bitigen'in cesaretiydi (!). Kendisinin bu iki ucu keskin adalet anlayışını her
maç sürdüreceğinden şüphem yok!
1461
Trabzon-Adana Demirspor: 1-1
Serin hava, Karadeniz manzarası, şahane goller ve iyi
futbol. Fatih Stadyumu'nda güzel bir cumartesiydi. Evinde puan kaybetmeye çok
alışkın olmayan 1461, geçen sezon Sinan Özkan'ın golüyle mağlup olduğu ADS'yi
ağırladı. Tiryaki'nin yokluğunda Taha'nın çabukluğuna ve Barış Memiş &
Jebrin İkilisinin dikine oyunlarına güvenmişti 1461. ADS ise Mehmet Eren ve
Juninho'yu sürekli Rostand'ın çevresinde deplase ettirerek ağırsa 1461
savunmasını aşmaya çalışıyordu. Nitekim bunlardan birinde önünü açık bulan
Mehmet Eren Boyraz nefis bir golle ADS'yi öne geçirdi. Golün hemen ardından
maçın yıldızı Barış Memiş, yılın golleri arasına girecek bir füzeyle topu
çatala gönderdi: 1-1. Maç boyunca inanılmaz ne gol pozisyonları harcandı.
Taha'ya Yiğitcan'ın yaptığı hareket penaltı olabilirdi ve Rostand'ın 2 metreden
üstten auta gönderdiği pas da ADS için büyük talihsizlikti. ADS bence biraz
fazla ofansif oynuyor. Erçağ'ın ortaya destek vermeye çalışması da Efe &
Gökay İkilisini orta sahada rahatlatmadı. Rostand ise çok ağır. Deplasmanda can
sıkacak gibi bu durum. 1461 iyi oynadı diyebilirim. Özellikle Oktay ve Gökhan
Alsan'ın hücumdaki etkisizliği üç puana mal
oldu. Sol bekte görev yapan Oğulcan Gökçe de fena değildi.
Gaziantep
BŞB-Boluspor: 1-1
Kim derdi ki, ligin en renksiz takımı Antep Belediye gün
gelecek ve yıldızlar karması olacak... Forvetteki fazlalık yine başlarına iş
açacaktı bu maçta da. Abdullah Halman, Sinan Özkan, Emrah Kol, Erhan Şentürk ve
Arif Şahin'in olmadığı bir ll'de bile 3 hücumcu vardı. Bunlardan Konan ve
Serdar ileriye yakın oynarken, ikisinin de tipik santrfor olmadığı açıktı.
Ramazan ve Ferdi ile kanatları kullanan GBB, ileri İkilisinin de kanat oyuncusu
karakterinde olması neticesinde-tıpkı Samsunspor gibi-geçişken ve esnek bir
hücum hattıyla oynadı. Ancak bunun üretkenlik getirdiğinden şüpheliyim. Ali
Sakal ve Kenan İkilisine ortada Ramazan'ın destek vermesi de, Bolu ani
ataklarında Deumi-Cihan Can İkilisinin arasına adam kaçırmalarına engel
olamadı. GBB'nin çok büyük bir kontra atak yeme sorunu var ilk 3 hafta itibariyle.
Boluspor ise, sağlam savunmasının önünde Fatih Şen ve Alp Ergin'i oynatarak,
ileride çok değişken oynayan Dimitrov-İskender- Emrah üçlüsüne biraz daha
yaratıcılık imkanı vermek niyetindeydi. Sol açık Emre de genellikle kanadında
kalıyordu. Dimitrov'un, santrfor Emrah'ın çevresindeki aktif haline İskender
Alın hiç ayak uyduramadı. Taktik tahtasında sağda görünen Dimitrov sürekli
deplase olup dribling, ikiye bir veya şut ararken, ilerinde iyi alan yaratan ve
boş koşuyu iyi yapan Emrah'ın ardına ikinci bir adam sokamamaları, Bolu'nun
etkinliğini azalttı. Dimitrov'un frikiğine ters vuran Cihan Can, bu haftayı da
hatasız geçmezken, ikinci yarıda oyuna giren Erhan Şentürk, takımına bir puanı
getirdi. Boluspor'da son yıllarda hiç olmadığı kadar iyi bir takım oyunu ve
disiplin var. Üretkenlik konusunda seviye atlamaları çok faydalarına olur. GBB
ise dağınık ve kırılgan. Suat Kaya'nın sürekli değiştirdiği hücum hattında
birkaç ismin kesinleşmesi ve forma bulamayanların takımdan ayrılması en
akıllıca çözüm gibi görünüyor.
Mersin
İdman Yurdu-Karşıyaka: 3-0
Mersin İdman Yurdu, Karşıyaka'yı terletti... İnanılmaz bir
nem vardı Tevfik Sırrı Gür'de ve daha ilk yarının sonlarında bazı oyuncuların
aşırı biçimde yorulduğu görüldü. Onur Kintaş'ı kesen Sait Reyiz, Mustafa Sevgi'yi
sol bekte, genç Ali Kemal'i de sol önde görevlendirmişti. Sakat Tayfun Cora'nın
yerinde de veteran Muhammet Özdin görev yapıyordu. MİY'da ise sol bekte Murat
Kalkan kesik yemiş ve yerine aslında bir orta saha oyuncusu olan Nurullah Kaya
geçmişti. İleride de Emrah Bozkurt'un yerine 24 yaşındaki Mahmut Temür görev
yapıyordu. Maçın başlarında iki defa iyi gelen Kaf-Kaf, Caner ve Ofoedu ile
golü bulamadı ve Ali Tandoğan'ın frikiklerine teslim oldu. İki Ali Tandoğan
ortası neticesinde 2-0 olan maç, 55'te KSK adına bitmiş gibiydi. Önce sıcak
hava, ardından da Raheem Lavval'ın şahane oyunu, İzmir ekibinin hamle yapmasına
dahi imkan bırakmadı ikinci yarıda. Tamamen MİY üstülüğüyle geçen maçın
kapanışı Kenan Şahin'in nefis plasesiyle gerçekleşti. Mersin İdman Yurdu henüz
tamamlanmamış bir saray gibi. Biterse çok güzel olacak ama takım olunamazsa bir
inşaat olacak kalacak gibi. Defansın soluna kesin bir transfer lazım.
Forvetlerin de sezon boyunca aynı verimliliği sağlayacağından emin değilim. KSK
ise deplasmanda bunları yaşayacak. Ars'ın yine kötü oynaması, aklıma oyuncunun
dışında da sebepler aramak gerektiğini getirdi. Özellikle sol ön ve ofansif
orta sahada görev yapan adamların da bir katkı vermesi şart. Caner Ağca, KSK'yı
hedefe taşıyacak ofansif orta saha oyuncusu mu; işte ondan emin değilim.
Balıkesirspor-Denizlispor:
3-0
Balıkesirspor, evinde Denizlispor'u rahat geçti. Ev sahibi
ekibin ligde kalıp kalamayacağını düşünen, başta ben ve benim gibilerin sanırım
bir daha düşünmesi gerekecek. Bal-Kes gerçekten çok üstün bir oyunla rakibini
bozguna uğrattı, attığından fazlasını da kaçırdı. Burada dikkati çeken birkaç
husus var. Denizlispor'un Bülent Ertuğrul ve Simac ile oluşturduğu tandem, iç
saha maçlarında işe yarayabilir ancak bu maç için doğru tercih gibi görünmedi.
Özellikle çok atlet Karikari-Lalavvele İkilisine ikinci yarıda Burak Çalık gibi
bir sprinter de eklenince, Denizli defansı geri dönüşlerde çok zorlandı ve
fazlaca aksadı. Bence dış sahada Bülent Ertuğrul'dan defansın önünde, oyunu
yavaşlatan ve mücadeleyi artıran oyuncu rolünde daha çok fayda sağlayabilirler.
Lalavvele yine mükemmel oynarken, Denizlispor'da Kahe ve Fetai'nin statik oyunu
kontra atak yakalama ihtimallerini iyice azalttı. Balıkesir'de genellikle
ikinci yarılarda İlhan Depe'nin yerine oyuna giren Burak Çalık, önünde boş alan
bulduğunda inanılmaz etkili oluyor. İki haftadır attığı ve katkıda bulunduğu
goller dikkat çekici. Denizlispor'un ise umudu iç saha olacak gibi. Bu statik
hücum hattıyla dışarıda kolay kolay gol bulamazlar. Sıkıntı sürüyor.
Samsunspor-Fethiyespor:
2-0
Hüseyin Kalpar ve 4-6-0? Hayatta olmaz diye bir şey yok
cidden. Kalpar'ın ekibi, gerçekten enteresan kadro yapısı ve ligin başından
beri oynadığı olumlu oyunla dikkat çekiyor. Görünüşe göre 4-4-2 olan takımda
Aminu da, Ekhigo da tam santrfor stilinde değil. Ayrıca, orta sahadaki Serkan
Çalık, Musa Aydın ve Erdem Şen'i sürekli ceza sahasına doğru boş koşturunca,
hücumda çok esnek ve durdurması çok zor bir takıma dönüşüyorlar. Musa Aydın ve
Serkan Çalık (bazen Musa Sinan Yılmazer) zaten 'sürpriz golcü' kimliğine uygun
isimler. Yeni transfer Adilovic'in (1.91 m) gelmesiyle bu yapı değişecektir ama
şu ana dek çok iyi işlediğini söyleyebilirim. Sağ bek Murat Akyüz'den yediği
golün öncesinde Fethiyespor, top oynamaya çalışan bir görüntüdeydi. Yeni
transferlerden Etoga ve Artun ll'de, Ali Dere ise kulübedeydi. Haftalar içinde
oluşması muhtemel Artun-Ali Dere-Onur Okan bağlantısı, Fethiyespor'un kaderini
çizecek kadar önemli olacaktır. Artun, iyi destek aldığı takdirde çok iş
yapabilecek bir santrfor ve sırtı dönük oyunu iyi oynaması da takım adına büyük
avantaj. Lâkin, ona yakın oynayacak adamların da etkinlik göstermesi şart.
Fethiyespor'un sıkıntılı süreci biraz daha devam edecek gibi. Samsun'da ise
asayiş berkemaL.
Bucaspor-Tavşanlı
Linyitspor: 1-2
Tuhaf bir maçtı ve bitişi de maçın genelini aratmadı. Kemal
Kılıç, geçen sezon Göztepe'nin başındayken son haftada canını yakan Tavşanlı
Linyitspor'un karşısındaydı. Maçın başında Tavşanlı'nın iki haftadır dökülen
beklerini değiştirdiğini gördük. Sol bekte Sakıp, sağ bekte de Batuhan kesin
yemişti ve yerlerine Gökhan-Ahmet Topal İkilisi sahaya sürülmüştü. Bucaspor'da
ise-neden bilmiyorum-Taha Can ve Mehmet İncebacak ll'de değildi. Ferhat
Çıılcuoğlu-Nsalivva ile güçlü tuttuğu orta alanda bu kez Umut'a ofansif rol
biçilmişti. İlk yarıda Bucaspor'un kesin bir üstünlüğü söz konusuydu. Umut ile
gelen golün dışında, Atilla ile kaçan inanılmaz pozisyonlar da vardı. Tavşanlı
Linyitspor'un ise derdinin bekler olmadığı ilk yarıda ortaya çıkmıştı. İlk
yarıda hiçbir varlık gösteremediler. Tavşanlı'nın hocası Erol Tok, ikinci
yarıda gemileri yaktı. Defanstan Nduka'yı çıkarıp, İlkay Demir ve Olorundare
gibi hücumcuları oyuna sürdü ve gol için oynayacağını gösterdi. Kemal Kılıç
ise, bilindik ezber değişikliklerine devam etti. Ard arda kaçan gollere ve
artan Tavşanlı baskısına rağmen, her maç olduğu gibi yine BerkantTaşkıran'ı
oyuna aldı. 70'ten sonra ise Buca'nın pili bitmişti. Ömer ve Henrique'nin akıl
almaz bireysel hataları sonucunda gelen goller, Tavşanlı Linyitspor'a ligdeki
ilk puanlarını getiriyordu. Uzatma anlarında iki dakikada Henrique, Nsalivva ve
Zafer'i oyundan atan hakem de bu tuhaf maça imzasını atıyordu. Bucaspor, çok
gol pozisyonundan yararlanamadı ve bireysel hatalardan yediği gollerle evinde
mağlup oldu. Kemal Kılıç'ın oyuncu değişiklikleri ve hakemin yönetimi gerçekten
iyi değildi. İki takım da sıkıntı içerisinde, Tavşanlı için görüşlerim değişmiş
değil.
Şanlıurfaspor-Kahramanmaraşspor:
1-0
Besim Durmuş'un kumarı bu kez tutmadı. Geçen hafta
Ankaraspor'u durduran düzeni aşağı yukarı tekrar deneyen Durmuş'un, yedikleri
talihsiz golü çıkaracak bir hamlesi yoktu. Urfa'da istifa dedikoduları ayyuka
çıkan Raşit Çetiner'in bu kez daha ofansif bir 11 sahaya sürdüğü görüldü.
İsmail Haktan-Sercan Yıldırım-Yasin Avcı üçlüsü kağıt üzerinde iyi ancak
verimde zayıf göründü. Maraş'ın 3-6-1 dizilişinde ileride tek adam olan
Dabo'nun sadece top tutmaya yaraması ve etrafındakilerden Onur Berber dışında
hücumda bir şeyler yapmaya niyetli birinin olmaması, takımın maçı neredeyse
pozisyon üretemeden bitirmesine yol açtı. Defansif anlayış, alan daraltma, orta
alanda baskı falan iyi güzel de; ligde kalmak için biraz da gol atmak
gerekiyor. Bir penaltı ve bir de kornerden gelen golün dışında, Maraş'ın sezon
içinde 'akan oyundan' da gol bulması lazım, duran topla bu sezon bitmez.
Urfa'nın yorulmak bilmeyen orta sahası Alfred Sankoh'un inatla kovaladığı
pozisyonda bulduğu gol, Maraş'ın ipini çekerken, karşılaşmada golleri bulmaya
yakın taraf da Urfa'ydı. Sercan Yıldırım, çok parlak bir oyun sergilemezken,
İsmail Haktan ve Yasin Avcı ile uyumsuz hali de dikkat çekti. Sedat Ağçay ve
Sankoh'un ayakta tuttuğu Urfa, sadece önlem almaya çalışan Maraş karşısında
kolay bir galibiyet aldı. Şu kalan 3-5 günde Maraş'ın mutlaka hücuma takviye
yapması lazım, aksi takdirde sıkıntı büyük olur. Urfa ise 5 puanla üst sıralara
ilerledi ama oynadıkları oyun, özellikle hücumda son derece doğaçlama ve
düzensiz. Defans ve orta sahalarının düzenli olması, ilerideki kargaşayı tolere
ediyor ama bir sezon boyunca bu mümkün olmayabilir.
Adanaspor-Manisaspor:
1-2
Adanaspor un dramı sürüyor. Aslında puan alabilecekleri bir
maçtan yine mağlup ayrıldılar ve taraftar da yönetime büyük protestolarda
bulundu. Manisaspor, yeni transferi Umut Sözen ile birlikte bir hayli ofansif
biçimde sahaya çıkmıştı. İlk yarıda da bunun bedelini ödeyebilirlerdi. Murat
Gürbüzerol ile sürekli yer değiştiren Perovic, hedef santrfor Simonek'in
çevresinde pozisyon arıyor,, Umut ile Bekir'in ilk maçtaki uyumu ise dikkat
çekiyordu. Adanaspor ise farklı bir 11 ile sahadaydı. Tiago, Ergin ve Ümit
üçlüsünün sürüklediği hücumlarla özellikle ilk yarıda etkili ve düzenli hücum
ettiler. Tiago Bezerra ile gelen gol de güzel bir takım oyununun neticesiydi.
Manisaspor'un fazla cüretkar oyunu cezalandırıldı diye düşünürken, dört dakika
sonra Bekir Yılmaz'ın frikiğinde top Ahmet Dereli'nin başına çarptı ve ağlarla
buluştu. 1-1. İlk yarıda oyuna asılan Adanaspor, ikinci yarı başlarken bambaşka
bir görünümdeydi. Dakikalar geçtikçe Manisa atakları artıyor, konuk ekip
özellikle hızlı hücumlarla çok etkili geliyordu. Perovic'in boş kale yerine üst
direğe vurduğu kafa, golün habercisi gibiydi. Adanaspor'un orta saha düzeni
giderek bozulurken, savunmada özellikle ters kademede inanılmaz zaaflar
gözleniyordu. 65'te gelen Perovic golü 3 puanı Manisa'ya getirirken,
Adanaspor'un son çabaları da sonuç vermiyordu. Ercan Komutan'ın işi çok zor ve
kesinlikle bu tablonun ilk sorumlusu kendisi değil. Takımda çok eksik var ve
derhal 4-5 takviye gerekiyor. Defansta yapılan hatalar akıl alır gibi değil.
Maça çok iyi başlayan Yiğitcan Gölboyu, akabinde çok bireysel hata yaptı. Orta
sahada topu iyi kullanabilen adam sayısı az ve Tiago'nun güçlü olduğu anlarda
hücumda etkililer. Transfer lazım. Manisa ise düzenli bir takım. Simonek'te
halen bir ışık göremedim ama Perovic bu sene çok gol atacak gibi görünüyor.
Genç savunmacı Ali Fırat Okur'u da tebrik ederim. Biraz daha az sertlik yaparsa
daha iyi olacak.
Ankaraspor-İstanbul
BB:1-1
90 dakika boyunca kaçan sayısız fırsat ve sonlarda gelen iki
gol. 'Belediye Derbisi' ilginç geçti. Maça Vizio ve Pouga yerine Göksu ve
Serdar ile çıkan Osman Özköylü, bilindik agresif hücum oyununu oynamak
niyetindeydi. Tisdell ve Müslü ile desteklenen bu ikiliyle ilk yarıda etkili
oldular. İBB'de ise Zeki Korkmaz'ın yerine Alattin Tosun ve Rızvan'ın yerine
Veysel forma giydi. Takımın kalanı geçen hafta Buca maçında oynayan ll'dendi.
İBB'de Doka'nın berbat oyunu ve Mehmet Batdal'ın sürekli geriye gelerek top
alması neticesinde ileride çoğalmada sıkıntı yaşandı. Alattin- Mahmut-Ömer Can
merkezinden de peki bir üretkenlik çıkmasını beklemiyordum, nitekim de böyle
oldu ve Ömer Çan'ın üst direğe nişanladığı şut dışında ilk yarıda Ankaraspor
ataklarını izledik. Tisdell'in Veysel'e karşı bir birdeki üstünlüğü ve
Müslüm'ün sürpriz koşuları ile pozisyona giren ev sahibi ekip, Serdar Eylik'in
iyi bir gününde olmaması nedeniyle burada üretkenliğini artıramadı. İkinci
yarıda da senaryo değişmedi. Ankaraspor'un gol denemeleri sürerken, İBB teknik
direktörü Cihat Arsalan, ofansif orta saha Ömer Can Sokullu'yu oyundan alıp,
yerine Zeki Korkmaz'ı sahaya sürdü. Üç defansif orta saha ile oyunu tutma planı
85'e kadar işledi. Maç boyunca çok yıpranan sağ bek Veysel'in üzerine giden
Dilaver, oyuna girdikten kısa bir süre sonra golü attı. Golün ardından İBB
derhal bir santrfor oyuna sürdü ve biraz da tesadüfen attığı golle bir puanı
kurtardı. Oynamak isteyen ile oynatmak istemeyenin maç da 1-1 sonuçlandı.
İBB'nin oynadığı futbol çok renksiz ve fazla tedbirli. Cihat Arslan'ın bunu
değiştirmesi gerek çünkü elinde ligin en iyi kadrosu var. Ankaraspor ise iyi
mücadele etti ve galibiyeti kaçıran taraf oldu. Onlar adına olumsuz tek durum
ise, hücumda zaman zaman sıkıntı yaşayacaklarının belli olması. Belki bir
forvet almaları lehlerine olur.
2195 kez okundu.
Spor Hukuksuzluğu: E-Bilet
Av.Burak MENGÜ 12.06.2014 21:17
''ÖZEN''Lİ ÇALIŞMANIN SONUCU ...
Cengizhan Sevindik 13.06.2014 00:11
1 Günde ne yapıyorum?
Canan AKARCA KUZU 12.08.2014 22:24
Boluspor Bunu Başarırsa İlk Altı İçin Söz Sahibi Olabilir
Namet Ateş 05.02.2015 21:24
Tüfekçi ve Boluspor !
Fatih GÜNDÜZ 05.10.2015 22:04
İyi Futbol Kötü Skor Samsun
Yazı Yorum 25.02.2016 00:24
RUS RULETİ
Rıdvan ALAYLI 07.12.2017 10:21
“YEKTEN”...
Hüseyin TAYŞİ 09.12.2018 20:04
Alt tarafı bir arma değil mi?
KONUK YAZAR 06.11.2019 19:52
BU LİGİN SEFİRİ
Fahri GÜNDÜZ 10.07.2022 00:43
Konsantre ve Konserve Oyuncular
Mustafa Nuri Gürsoy 15.10.2022 16:22
Görev Bizde!
Ahmet ÇETİNLİ 18.02.2024 20:09