PUAN KAYBEDİYORUZ 'VHY'

11 Kasım 2018

Boluspor Teknik Direktörü Sayın Sait Karafırtınalar!
Apandisit ameliyatı olmuş ve rahatsızlığına mevzu kitleyi aldırmış.
Burnundan kıl aldırmayan teknik adamlara ve muhataplarına ithaf olunur.
Ne diyordum.!
Maçtan önce düşünülen operasyon, hocanın kendi arzusu ile Denizlispor karşılaşmasından sonraya ertelendiğini okuyunca gururlandım.
Bolu şehrinin bir bireyi olarak onurlandım.
Denizlispor karşılaşmasını, sağlığından daha kıymetli gören Sait Hoca’ya.!
Başımdaki şapkamı çıkarmaktan başka bir şey yapamıyorum.
Hiç şapka giymemiş,
Perçemi önüne düşmemiş,
Keli hiç görünmemişlere de saygı duyuyorum; o ayrı.
Sait Karafırtınalar Hoca’mıza bir kez daha geçmiş olsun.
Geçen Hafta Yusuf Emre Gültekin,
Bu hafta İshak Çakmak ile eksiliyoruz.
Kırmızı kartlar seksenlerden, otuzlara geldi.
Bu travma ve enfeksiyon’un Melih Okutan’a da sirayet etmesinden korkarım.
Bizler hatalarımızda; babamızdan, atamızdan, öğretmenlerimizden dayak yiyerek büyüdük.
Mahcubiyetlerimizi yere bakarak gömen,
Göklere bakarken, nerde hata yaptığımızı soranlardık.

Cevap veremediğim/iz soru şu’dur.
İyi iken ve rakipten fazla pozisyon bulmamıza rağmen neden halâ puan kaybediyoruz.
Bugün yazıma teknik taktik taraftan bakıp;
Beynimin teoriye ayrılmış bölümünü yormak, yoktan yere sorun çıkarmak istemiyorum.
Geleneksel futbol terminolojisi sayfalarından alıntı yaparak.
“Önümüze bakacağız” cümlesi ile işi yumuşatmaya çalışıyorum.
Kendi sahasında yenilen,
Yine yeniden puan kaybeden Boluspor’dan, bu defa hakikaten önüne bakmasını hassaten rica ediyorum.
Zira kendi sahasında üç puan,
Rakip takımdan alacağı ile birlikte toplam altı puanı çimlere gömen Boluspor’un bu gidişini iyi görmüyorum.
Teknik direktör değilim,
Yardımcı antrenör değilim,
Sportif direktör değilim,
Yönetici değilim.
En doğru ve elle tutulur kriter olarak, güncel değilim.
Ama duygusalım.
Elle tutulan gözle görünenim.
Spor yazarıyım, eski ve mahalli ağızla bedenciyim.
Nasihat ettiklerimin babası, tavsiye verdiklerimin dedesi sayılırım.
Bu takım Giresun maçından bu yana iyi top oynamıyor derken; hangi takımı izledin diyenleri iyi biliyorum.
O günden bu yana sekiz puan kaybetmiş, sekiz puanı da kendi sahamızda vermişiz.
Melih’in futbolunu beğenmiyorum, bu hafta iyi değildi dediğimde yanlış anlaşılmış, bıyık altından gülünmüştüm.
Yine söylüyorum.!
Boluspor bu ligin en iyi kadrosuna değil, en iyi futbol oyununa sahip takımlarından.
Tek eksiği dişlilerden, biri veya bir fazlası, o gün formunda değil, kötü gününde yakalanmışsa işler kötü gitmeye başlıyor.
Boluspor, durum, konum ve oyun olarak ciddi şekilde savruluyor. Orta sahasına bir türlü çare bulamayan Boluspor bir var bir yok'ları oynayan Umut'tan umut bekliyor.
Üretiyor ama satamıyor.
Nişan alıyor ama vuramıyor.
Pişiriyor ama servis edemiyor.
Hazırlıyor ama sunamıyor.
Pozisyona giriyor ama atamıyor.
Dün bütün olumsuzluklar Boluspor’dan yana idi.
Boluspor’un mağlubiyetinin asıl sebebi sağ.!
Denizlispor’un galibiyetinin sebebi sol taraftı.!

Üç taktik sarı kart da sağımızdan gelenlerle başımıza bela oldu.
İkinci bölgede bile bile lades olduk.
Bu üç taktik sarı karta yapılacak şey, teknik heyet tarafından 5N1K uygulaması olur.
İshak Çakmak ve onu sarı kartlara zorlayan sebepler araştırılmalı.
Melih Okutan’ın moral/motivasyonu tamir edilmeli.
Kondisyonu bakıma alınmalı.
Denizlispor karşılaşmasında futbol adına büyük şanssızlıklar yaşayan milli kardeşimizin yaraları derhal pansuman edilmeli.
On numara beş yıldızlık futbol oynayan bu takım, tekrar ve derhal geriye çağrılmalı.
Umut Gündoğan’dan on numara olmayacağı anlaşılmalı.
Bilal Sebaihi üzerinde çalışılmalıdır.
Umut Gündoğan’dan on numara çıkarmak,
Şapkadan tavşan çıkarmaktan daha zor olacağına ikna olmak üzereyim. Zira Umut Gündoğan'ın oyun ve futbol karakteri ne Melih Okutan'ın, ne Guido Koçer'in, ne de Mustafa Durak'ın futbol ve fiziki özelliklerine uygun.
İki yan hakemde birer ofsayt kaçırdı.
Biri gol ile sonuçlandı; diğeri nerede ise oluyordu.
Ben hakemlerin ince dokunuşlarına hastayım.
Bir hakemin bir maçın kaderini değiştirecek kadar yetkili ve etkili olduğunu düşünenlerdenim.
“VAR”
bunun için projelendirilmiş olmasına rağmen!
“VAR” bile insan faktöründen etkilenmeden maçı bitiremiyor.
Ankara Bölgesi Hakemi, Serkan Tokat Ankara’ya yakınsa,
Benden uzak dursun.
Bir karşılaşmanın seyirci ile kazanılmadığını gözlerim  görmekten, ellerim yazmaktan yoruldu.
Dün 10 Kasım’dı.
Boluspor taraftarı ile Denizlispor’un kardeşliği kazandı.
Sahada zeki ve çevik futbolcular, tribünlerde ahlaklı taraftarlar vardı.
Anıtpark’da;
Gazi Mustafa Kemal’in ebediyete irtihalinin 80. Yılında minnet ve şükranlarımızı,
Atatürk stadyumunda;
Üç puandan fazlasını bıraktık.
Ve Fakat.
Şehirlerin takımlarını şampiyon yaptığını,
Şehirlerin takımlarını kümede tuttuğunu unutmamak gerek.
Şu kadarını söyleyeyim;
Boluspor, bulunduğu konuma,
Bu yönetim,
Bu teknik kadro,
Bu futbolcularla geldi.

Varacağı yere de bu kadro ile gidecek.
30. dakikada on kişi kalmasına rağmen, 35. Dakikada gol bulan, pozisyonlar üreten  Boluspor her türden övgüyü hak ediyor. O'nu bi ayrı yere koyuyoruz.
Futbolda mazeretler ve bahaneler bitmez.
Bu bazen bir ayak kayması,
Bazen sarı,
Bazen kırmızı kart,
Bazen direk,
Bazen şanssızlık,
Bazen de beceriksizlik olur.
Futbolu da seyir haline getiren budur.
 

3451 kez okundu.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun!

Yorum yazın

Yorum ekleyebilmek için üye girişi yapmanız gerekiyor
  • Yorumcuların Dikkatine...
  • İmlası çok bozuk,
  • Büyük harfle yazılan,
  • Habere değil yorumculara yönelik,
  • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
  • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
  • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen yorumlar
  • KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
  •  
  • Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.
0.043084144592285