Yere göğe koyamadığımız.!
Türkiye liglerine örnek gösterilen,
Kaynak oluşturan,
Bu sezon itibariyle alt yapıdan sekiz oyuncusuna yer veren,
Alt yapı ve omurga kadro konusunda övgülere muhatap olan Hüseyin Eroğlu yönetimindeki Altınordu,
Sekizinci hafta itibariyle berbat bir sezon geçiriyor.
Ligin en avantajlı takımı olması beklenen Altınordu,
Aynı mağlubiyet, aynı galibiyet, eşit puan ve averajla, Boluspor'un bir kat üstünde.
Boluspor 1 galibiyet, 2 beraberlik, 5 mağlubiyet, eksi 4 averaj ve 5 puanla 16 ıncı durumda.
Altınordu 1 galibiyet, 2 beraberlik, 5 mağlubiyet, eksi 4 averaj ve 5 puanla 15 inci durumda.
Mevzuya neden Altınordu ile daldım.
Çok basit.!!
Akademi,
Sistem,
Kadro derinliği,
Omurga,
İskelet,
Alt yapı.
Yatırım, yaptırım.
Hepsi fasa fiso.
Futbolda;
Futbol ne derse o oluyor.
Futbolcu ne derse o oluyor.
Futbolun diğer paydaşlarını yazmıyorum bile.
XXX
Boluspor.!
İstanbul ve Ankara gibi iki metropol şehrin arasında kalmış.!
Mütevazı bir şehrin, bir güzel kulübü.
Hikayesi güçlü.
Geçmişini tarihe yazmış,
Gururlarını duvara asmış,
Futbola dair derin izler bırakmış bir kulüp.
Buna rağmen.?
Boluspor, kendi marka değerinin farkında değil.
Futbol tarihine altın harflerle yazılmış şanlı geçmişi unutuluyor.
Boluspor,
Marka değeri üzerinden farkını hissettiremediği gibi, koruma konusunda çekingenlik, inkişafı noktasında akamet arzediyor.
Bu sadece Boluspor yönetiminin değil, Bolu şehrinin de ortak tasası olmalı.
Şehir olarak Boluspor konuşulmalı.
Olumlu, olumsuz her katkı ve övgünün Boluspor'a bir şekilde döneceği bilinmeli.
Boluspor gündeminde...
En çok konuşulan isim Necip Çarıkçı mesela.
Kongre yapıldığından bu yana istifa kurumu ile anılıyor, konumu tartışılıyor.
Boluspor kurumsalı farkında olmadan yıpratılıyor.
Sonra Giray Bulak.
Çok konuşuldu eski ihtişamından övgüyle bahsedildi.!
Boluspor'a imza gününde;
Sekiz sene önce istedik alamadık; Boluspor'a gelmedi.
Sözlerinin ardından.!
Ne kariyer, ne marka'ymış diyerekten yanına imtina ile yaklaştık.
Boluspor tesislerindeki ilk basın toplantısında bir su markasına gösterilen ihtimamın, Boluspor armasına gösterilmediğine üzülmüştüm.
Armasız fotoğraflarıyla birlikte, dördüncü haftanın ardından gönderildiği gün o da üzülmüştür elbette.
XXX
Beşinci haftadan sonra Osman Özköylü'yü konuşmaya başladık.
Ümraniye beraberliği ile başlayan Boluspor kariyerini, sekizinci hafta Giresunspor galibiyeti ile taçlandıran Osman Özköylü önemli bir isim.
Marka mı.?
Bence değil.
Bir minibüs yardımcısı olabilir; amma velakin marka olmak bambaşka bir şey.
Kimsenin işinde gücünde değilim.
Profesyonellik anlayışına, bakışına, duruşuna laf etmem.
Özköylü'nün sahanın kenarına yakıştığını, gittiği kulüplere katma değer kattığına inanırım.
Yeni jenerasyon teknik adamlara katkı ve süre verilmesi tarafında olanım.
Bunun yanı sıra; aynı saygıyı Boluspor'a dair de sabırla bekleyenlerdenim.
Osman Özköylü'ye sivil kıyafet yakışıyor.
Fit adam.[Boluspor sit alanım]
Göbeği yok.
Kafasında tilkisi var mı bilmem ama çalışkan bir çocuğa benziyor.
İşini sevdiği belli.
Parasını ne kadar sever onu da o bilir.
Bana grn, çkn bir şey yok.
Ben Boluspor formasındaki, yağmurluğundaki, eşofmanındaki armaya bakarım; zira takıntılıyım.
XXX
Ve Fakat
Şuna kafam takılıyor vesselam.
O armadaki renk aşkı ile yapılan bağışlara, katkılara,
O armadaki Bolu şehrinin nefesine, kalbine, yüreğine,
O armadaki taraftarın simidine, karton bardaktaki çayına,
O armadaki İzzet Baysal'a,
O armadaki Abantspor ile Bolu Gençlik’e
O armadaki Yılmaz Becikoğlu'na, Yener Bandakçıoğlu'na,
O armadaki Alaaddin Yılmaz'a, Tanju Özcan'a,
O formadaki yirmi sezonluk süper lig macerasına, iki Başbakanlık kupasına bir bakanlık kupasına,
O armadaki Çetiner Erdoğan'a, Rıdvan Ertan'a,
O armadaki bir dönemin süper lig serüvenine,
O armadaki çocuk tribününe,
O armadaki bir baba hindiye,
O armadaki Karaçayır'a,
O formadaki çamura, çiviye, tekmeye,
O armadaki sıcağa soğuğa,
O armadaki tüyü bitmemiş yetime,
O armadaki geleceğe dair umudu olanlara,
O armadaki aidiyete,
O formadaki kongrelere ve delegelere
O formadaki Köroğlu'na, taraftara,
O formadaki suya, ağaca, taşa, toprağa,
O armadaki Yarenlere, Cadde 14'e, 1965'e
O armadaki Gölcüğe, Abant'a, Yedigöllere, Taşlıyaylaya,,
O armadaki Boluspor kurumsalına,
O armadaki "Küçük Şehrin Büyük Öyküsü"ne
Neden saygı duyulmuyor, gösterilmiyor.!!!
Atlanıyor hafife alınıyor.
Mevzu takip edilmiyor.
Hayret ediyorum
XXX
Yoksa.!
Bana ne sizin bahanelerinizden,
Bana ne sizin oynadığınız/oynatmadığınız oyundan/oyuncudan.
Bana ne sizin 4 4 2 nizden.
Bana ne sizin 4 2 3 1 inizden,
Bana ne sizin dizilişinizden,
Bana ne sizin yorgunluğunuzdan,
Bana ne sizin mentalinizden, metalinizden.
Bana ne sizin fiziğinizden, kimyanızdan,elinizden, cebinizden.
Bana ne sizin mazeretlerinizden,
Bana ne sizin kariyerinizden, transferinizden.
Dört duvar arasından kapalı bölgede antrenmanlara armalı..
Boluspor'un temsil edileceği, edilmesi gereken vitrine armasız çıkacaksan..
Kimse kusura bakmasın.
Sivil kıyafetinle, yakana kendi markanı dokut, rozetini yapıştır.
İtirazım olmaz.
Forma veya eşofmanlı isen Boluspor armasını göğsüne takacaksın.
Öpüp öpmemek ise sana kalmış.
Yok ben almayım diyor'san.!
O ayrı.
Yok kulüp bana ne veriyorsa onu giyiyorum diyor'san.
O daha bir ayrı travma tabii.
Tribünlere yansıyan taraftar azlığının da sadece sportif başarısızlık olduğunu sanmıyorum.
XXX
Takıntılıyım.
Arma konusunda muhafazakarım.
Gelenekselciyim.
Bayrağıma, flamama aşığım.
Spor kültürümüzü korumak, kurumsal logomuzu kollamak sorumluluğum var.
Bu yazılanlara itibar etmeyecekseniz.!!
Armaya vefa borcunuz yoksa.!!!
Takımın psikolojisi, teknik heyetin morali, mental hali mühim.
Şehir arkamızdan gelsin,
Burası Bolu olsa da olu olmasa da olu diyorsanız.
Bu hafta alınan galibiyeti Osman Özköylü'nün hanesine yazabilir,
Üstüne.!!
Maaşlarını ödeyebilir, primlerini dağıtabilirsiniz.
Sait Karafırtınalar Hoca, bu hafta Altınordu takımına üç atmış.
Altınordu ile aynı puan ve averaja geldik ki; altın bulmuş gibi sevinebilirsiniz.
Tüm bu ahval ve şerait içinde.
Arma yoksa.!
Ben de yok'um.
XXX
Maça gelince.
İlk yarı karambol ve her iki takımın dar ve kalabalık alanda oyunu kabullenmesini.
Her iki golde de Mustafa Durak'ın payı ve oynama iştahını.
Rydell Poepon'un iki gol atarak takıma dönüşünü.
Hayrullah Bilazer'in her manada olağanüstü gayreti ve sonuca etki eden dokunuşlarını.
Saçları kırlaşmaya yüz tutmuş Bilal Kısa ve Hakan Arslan'ın tecrübesini.
Gerek oyun içindeki heyecanı gerekse oyundan kopmayan çoşkusu ile Cumali Bişi'yi.
Mustafa Eskihellaç'ın istatistik verilere baktığımızda takıma katkı sağlayacak bir oyuncu olduğunu,
Şans faktörünün Boluspor'dan yana olduğunu,
Bazen oynamadan da maç kazanılabileceğini,
Osman Özköylü'nün takıma kıymetli dokunuşlar yaptığını,
Boluspor olmasaydı, bunları yapacak fırsatının olmayacağını notlarım arasına alıyorum.
Bir not daha.!
Boluspor Süper Lige çıktığında,
Fenerbahçe'nin, Galatasaray'ın, Beşiktaş'ın ve/veya Trabzonspor'un kalemi de yazarı da olmam.
Boluspor'luyum,
Boluspor'u yazarım.
2572 kez okundu.
Spor Hukuksuzluğu: E-Bilet
Av.Burak MENGÜ 12.06.2014 21:17
''ÖZEN''Lİ ÇALIŞMANIN SONUCU ...
Cengizhan Sevindik 13.06.2014 00:11
1 Günde ne yapıyorum?
Canan AKARCA KUZU 12.08.2014 22:24
Boluspor Bunu Başarırsa İlk Altı İçin Söz Sahibi Olabilir
Namet Ateş 05.02.2015 21:24
Tüfekçi ve Boluspor !
Fatih GÜNDÜZ 05.10.2015 22:04
İyi Futbol Kötü Skor Samsun
Yazı Yorum 25.02.2016 00:24
RUS RULETİ
Rıdvan ALAYLI 07.12.2017 10:21
“YEKTEN”...
Hüseyin TAYŞİ 09.12.2018 20:04
Alt tarafı bir arma değil mi?
KONUK YAZAR 06.11.2019 19:52
BU LİGİN SEFİRİ
Fahri GÜNDÜZ 10.07.2022 00:43
Konsantre ve Konserve Oyuncular
Mustafa Nuri Gürsoy 15.10.2022 16:22
Görev Bizde!
Ahmet ÇETİNLİ 18.02.2024 20:09