Boluspor zorlukla savaştı, Mustafa Er dayanamadı!

8 Ekim 2025

Bazen sevindik, bazen üzüldük; bazen şampiyon olduk, bazen küme düştük. İyisiyle kötüsüyle birçok başkan ve yönetim bu göreve geldi. Hepsi,...

Bazen sevindik, bazen üzüldük; bazen şampiyon olduk, bazen küme düştük. İyisiyle kötüsüyle birçok başkan ve yönetim bu göreve geldi. Hepsi, o şanlı kırmızı-beyazlı bayrağı en iyi şekilde dalgalandırmak ve bu şehrin futboldan öksüz, yetim kalmaması için mücadele etti.

Kimi zaman parasını harcarken ailesinin nafakasını harcadı, kimi zaman da bu küçük şehrin esnafının desteğiyle o onurlu armayı dalgalandırmak için elinden geleni yaptı. Başarılı oldu, başarısız oldu ama “As olan Boluspor’dur.” diyerek o şanlı armayı yere düşürmedi.

Bu sezona gelecek olursak, isimleri tek tek yazmayalım. Savaş Abak, “Ben yoruldum, ticaretimden ve ailemden ödün veriyorum, çocuklarımın geleceğini yatırıyorum.” demesine rağmen çok büyük katkılar sağladı, yatırımlar yaptı. Ticaretini adeta Boluspor’a adadı. Üç sezonun sonunda destek olanlara teşekkür etti, olmayanlara ise kısa bir tebessümle “Benden kimse daha çok Bolusporlu olamaz.” diyerek Boluspor sevdasını bir kez daha haykırdı. “Buralar heba olmasın.” diyerek kongre sürecini başlattı.

Aday çıkacak mı, çıkmayacak mı derken Mahmut Alan “Ben kulübü kayyuma bırakmam.” diyerek aday oldu. Sonraki gelişmelerin ardından yasalar gereği şehrimizin önemli iş insanlarından, şehirde sevilen isim Erdal Bayrak başkan olarak yeni bir yönetim oluşturdu. Başkanvekili Mustafa Yüksel ile birlikte “Biz bu işe varız.” diyerek yola çıktılar. Her ne kadar geç de olsa bir yönetim oluşturarak sezona “merhaba” dediler.

Takım sezona başlamıştı. Erdal Bayrak ve Mustafa Yüksel’in yoğun çalışmaları sonucu yeni bir Boluspor yaratılmış, sezona umutla başlanmıştı. İlk karşılaşmada Vanspor karşısında önde olunmasına rağmen kaybedilen maçta eksiklikler göz ardı edilerek yola devam edildi. Eksiklikler dile getirilse de bunlar görmezden gelindi.

Başkan Erdal Bayrak Başkanvekili Mustafa Yüksel ve yönetim kurulu üyeleriyle birlikte maddi olarak kulübe katkı sağlamak için gece gündüz çalıştı. Şu ana kadar hiçbir problemi gündeme getirmediler; her şeyin yolunda gittiği mesajını vererek şerefli Boluspor armasını yukarılara taşımak için mücadele ettiler. Taraftar takımı sahiplenmiş, yönetimin ne kadar zorluklar içinde bu işe gönül verdiğini göstermişti. Sahası kapalı olmasına rağmen yönetimiyle ve taraftarıyla bu şerefli armayı, bu şerefli Boluspor’u Trendyol 1. Lig’de kimseye muhtaç etmemek için var güçleriyle çalıştılar.

“Boluspor iyi olsun, kimseye muhtaç olmasın.” diyerek mücadele ederlerken, çok güvendikleri ve bizim zaman zaman eleştirdiğimiz bazı eksiklikler de vardı. Sezon başından beri gördüğümüz ve dile getirdiğimiz bu eksiklikler eleştirildiğinde tepki alsak da sonunda haklı çıktık.

Teknik Direktör Mustafa Er, şehrin basın mensuplarına yaptığı açıklamalarda Boluspor’da olumsuzluk olmamasına rağmen varmış gibi bir tablo çizdi. Şehrimizin en önemli değeri olan Boluspor’u kendi şehrinde küçük düşürecek açıklamalar yaparak, zor şartlarda görevi üstlenen Boluspor yönetiminin haberi olmadan istifasını duyurdu. Böylece kendisine güvenenleri ve şanlı Boluspor taraftarını yarı yolda bıraktı.

Gelelim Teknik Direktör Mustafa Er’in Boluspor’da yaptıklarına ve yaşadıklarına… Hepsi bu kelimelerde, bu düşüncelerde saklı. Biz Bolu şehrinin, ona güvenen, her zaman gecesini gündüzüne katan, takımı ve hocayı yalnız bırakmayan insanların gözünden Teknik Direktör Mustafa Er’i değerlendirdik.

Bu ligde 1.33 puan ortalamasıyla üretken, organize ve saygı duyulan bir futbol kimliği oluşturduğunu iddia etmek, bundan da gurur duyduğunu söylemek oldukça ilginçtir. Bu ifadeler manipülasyon ve algı yaratma gayreti taşımaktadır. 1.33 puan ortalamasını yok sayarak bunu “gurur duyulacak” bir başarı gibi sunmak, akılla alay etmekten başka bir şey değildir. Bu net ve somut veri, anlatılan soyut kavramları çok açık biçimde çürütmektedir.

Boluspor, 19 yıldır bu ligde çok daha zor şartlarda büyük işler başarmış bir kulüp olarak, hiçbir çalışan antrenöründen bu tarz cümleler duymamıştır. Kaldı ki, hafızalarımızdan silinmeyen, stadı olmayan geçen sezonda oynanan 22 haftalık süreçte bile bu kadar mazeret duymadık.

Durumdan vazife çıkarıp pazar oluşturma çabaları, başka kulüpler tarafından çıkan transfer haberlerini baltalamamak için alınmış bir önlem olarak görünmektedir. Bu kaçışın çok daha ilgi çekici bir yönü var ki, yıllarını bu işlere vermiş herkesin gözünden kaçması mümkün değildir. Boluspor’un milli aradan sonra oynayacağı yedi maç var: Iğdır (D), Çorum (D), Bodrum (İ), Bandırma (D), Amed (İ), Sivas (D) ve Erzurum (İ). Bu takımlar ligin en iddialı ekipleri. Ligin en zorlu maçlarını oynayacak olması plana dâhil mi diye sormadan edemiyor insan.

Sadece kendinizin inanacağı, gurur duyduğunuz işlerin bozulması korkusu mu? Yoksa kariyerinizde sıkça karşılaştığınız 1.33 puan ortalamasının da altına düşme endişesi mi? “Postu deldirmeden yol alalım.” mı dediniz? Bu kadar akıl oyunu, planlı ve etik dışı bir kaçışın adı ancak “şark kurnazlığı” olur.

İki yıl önce çalıştırdığınız Ümraniyespor’da 11 maçta 0.55 puan ortalamasına rağmen Boluspor size güvenerek iş verdi. Takım çalıştırma ihtimalinizin düşük olduğunu siz de çok iyi biliyordunuz. Buna rağmen size güvenen insanları yarı yolda bıraktınız. Ama şunu bilin ki, bunları kimse yutmadı.

567 kez okundu.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun!

Yorum yazın

Yorum ekleyebilmek için üye girişi yapmanız gerekiyor
  • Yorumcuların Dikkatine...
  • İmlası çok bozuk,
  • Büyük harfle yazılan,
  • Habere değil yorumculara yönelik,
  • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
  • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
  • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen yorumlar
  • KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
  •  
  • Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.
0.18767404556274