Satranç biliyor mu? Bilmem.
Dün BB Erzurumspor’a karşı bir çeşit “rok” yaptı.
Satranç oyununda savunma ve güvenlik hamlesi olan “rok”
Rakibi şaşırtır, satranç masası üzerindeki bütün planları altüst eder.
Rok!
Hem merkezden gelecek tehditlere karşı bir önlem,
Hem de pasif olan kaleyi oyuna sokmak olarak tanımlanır.
Slovenyalı “Rok” Kidrič’i kadroda görünce.
Aklıma;
Avusturyalı satranç ustası Wilhelm Steinitz düştü.
Wilhelm Steinitz!
Romantik akımı ve bol fedalı oyun tarzını yıkmış,
Agresif ve atak oyun taktiğini geliştirerek bilimsel ve sistematik bir oyun anlayışını satranç dünyasına hediye etmiştir.
Rok” Kidrič’ ve Wilhelm Steinitz ülke olarak sınır komşusu.
Osman ÖzköylüTürkiye’li ve Boluspor teknik direktörü.
Dün futbolcularını sahaya satranç tahtasındaki taşlara nazire yaparcasına, özenle dizdiğini gördüm.
Kalede,
Orlando Mosguera
Defansta,
Musa Adilehu, İsmail Konuk, Emre Öztürk, Hayrullah Bilazer
İkili önliberoda
Cumalı Bişi, Emre Morkaya
Orta saha ve kanat açıkta
Emir Haliloviç, Mustafa Durak, Gökhan Sazdağı
Santraforda,
RokKidrič vardı.
Geçtiğimiz haftalarda gözle görülür bir performans kaybına uğrayan Melih Okutan kulübeye çekilmiş,
Genç Mutlu Güler tribüne gönderilmişti.
Osman Özköylü BB Erzurumspor’a karşı “ROK” yaptı.
Hem isim olarak denk geldi.
Hem de oyun olarak.
Yurt dışından gelmiş, uçaktan yeni inmiş bir oyuncuya şans vermiş olmasını garipsemedim.
Neden diye soracak olan olursa kulağına parantez içindeki cümleyi fısıldayacağım(maçtan üç saat önce Rok” Kidrič’i kadroya dahil etmiştim)
Bunun adı mecburiyet değil.
Tam anlamıyla cesaret.
Orada Kubilay gibi,
Gökhan gibi ve Delarge gibi oynayabilecek oyuncular varken..
RokKidrič ile “ROK” yapmak..
Cesaret ve öz”GÜVEN” olarak tanımlanabilirdi.
Hoca da bunu yaptı.
Basın toplantısında, transfer edilecek olan oyuncuların (üç oyuncudan biri) hazır ve geldiğinde oynayacak durumda oldukları mesajını almıştım.
Kaleci Mosquera’nın takımı ipten aldığı dakikaları ve refleks kurtarışlarını unutmuyoruz.
Bu kalecinin her yeri çalışıyor.
Bir kalecinin elleri elbette kıymetlidir.
En mühim hazinesi ise ayaklarıdır.
Ve Fakat.
Orlando Mosquera’nınuzuvları, vücut aksamları kaleyi korumakla kalmıyor, birçok pozisyonda gole kalesini kapatıyor.
Dün Boluspor takımınıbeğendim.
Bundan önce oynanan bütün oyunlar bi tarafa dünkü oyun bi tarafa.
Bundan önce oynanan karşılaşmaların bir çoğunda defolarımız vardı.
Ve ben çoğu zaman bunları eleştiriyordum.
Dünkü oyunu çok gerçekçi ve iştahlı buldum.
Zaman zaman hatalar olmadı mı.?
Oldu!
Olsun!
Ben sevdim.!
Maç başlamadan Cumali Bişi’nin bütün takım arkadaşlarına sarılışı, kucaklayışı, sırtlarını sıvazlayışı, son dokunuşlarla maç öncesi onları hazırlayışını sevdim.
Sahadan kaptan olarak ayrılışını, mücadele azmini, taraftarların onu alkış yağmuruna tutuşunu sevdim.
Takımın maç boyunca pür dikkatini sevdim.
Maç boyunca nefeslerini çimenlere buğday gibi eken, maç bittikten sonra çimenlere yatıp, eğilip nefeslerini toplayan futbolcuları sevdim
BB Erzurumspor taraftarının misafir tribününde Bayrak açışını sevdim.
Boluspor taraftarlarının “Hoş Geldiniz” tezahüratı ile ev sahipliğini sevdim.
Maç başından, maç sonuna kadar kayıtsız şartsız destek veren Boluspor taraftarlarını sevdim.
Tribünlerde hop oturup hop kalkan, samimiyetleri yüzlerine vuranları sevdim.
Allah’ın selamını esirgemeyen, selam verip, selam alanları sevdim.
Beraberliği değil, birlik ve beraberliğe vesile olan mücadeleyi sevdim.
Karşılaşmanın aksiyon filmlerini aratmayacak pozisyonlarını, bir o kalede bir bu kalede olan hallerini sevdim.
Kaçan gollere rağmen girilen akıllı pozisyonları sevdim.
İyi niyeti sevdim.
Alın terini sevdim.
Osman Özköylü’nün yüreğini, kalbinin üzerine konuşlandırdığı Boluspor armasını sevdim.
Olsun be üzülme diyerek tesellisini alkışlarla belli eden, bakışları ile okşayan tribünleri sevdim.
Mustafa Durak’ın gol sevincini, kaçan goldeki mahcubiyetini sevdim.
Daha önce ilk onbirin değişmez oyuncuları olan ve şimdi yedek kulübesinde heyecanla süre almayı bekleyen oyuncuları sevdim.
Yeni transferlerin kısa zamanda gösterdikleri uyumu, ütü tutan futbolcu kumaşlarını sevdim.
Takımın kalitesi ve kalite oyuncularının sayısı artınca, hataları çıkmaya başlayan göz nuru futbolcularımızın hatalarını sevdim
Rok” Kidrič’in daha ilk maçında vermiş olduğu takıma ve kendisine verdiği katkıyı sevdim.
Yine RokKidrič’in, JasminScuk ile kale ve stoper bağlantısını sekteye uğratmasını sevdim.
Gol kadar asist kavramını da bizlere hatırlatan, kendi vuracağı topu sağ boştaki kaptanına pas olarak veren Rok’u sevdim.
Boluspor’u sevdim.
İyi niyetlerinin yanı sıra, eli ayağı dolaşan futbolcuları, bir çuval inciri berbat eden tercihleri sevdim.
Topa vuruşları, atılan şutları, çalımları, burnunun dikine değil, oyunun dikine oynayanları sevdim.
Takımın futbolcu kalitesi ile bağlı oyun mantalitesinin artmış olmasını sevdim.
BB Erzurumspor gibi bütçesi ve oyuncuları yüksek bir takıma karşı verilen mücadeleyi sevdim.
Yarenler ve Cadde14 taraftar guruplarının çağrısının karşılık bulmasını sevdim.
Sevdim de sevdim.
Başkasını bilmem.
Ben sevdim mi!
Böyle severim.
3380 kez okundu.
Spor Hukuksuzluğu: E-Bilet
Av.Burak MENGÜ 12.06.2014 21:17
''ÖZEN''Lİ ÇALIŞMANIN SONUCU ...
Cengizhan Sevindik 13.06.2014 00:11
1 Günde ne yapıyorum?
Canan AKARCA KUZU 12.08.2014 22:24
Boluspor Bunu Başarırsa İlk Altı İçin Söz Sahibi Olabilir
Namet Ateş 05.02.2015 21:24
Tüfekçi ve Boluspor !
Fatih GÜNDÜZ 05.10.2015 22:04
İyi Futbol Kötü Skor Samsun
Yazı Yorum 25.02.2016 00:24
RUS RULETİ
Rıdvan ALAYLI 07.12.2017 10:21
“YEKTEN”...
Hüseyin TAYŞİ 09.12.2018 20:04
Alt tarafı bir arma değil mi?
KONUK YAZAR 06.11.2019 19:52
BU LİGİN SEFİRİ
Fahri GÜNDÜZ 10.07.2022 00:43
Konsantre ve Konserve Oyuncular
Mustafa Nuri Gürsoy 15.10.2022 16:22
Görev Bizde!
Ahmet ÇETİNLİ 18.02.2024 20:09